Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24327 E. 2014/34083 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24327
KARAR NO : 2014/34083
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/04/2013
NUMARASI : 2011/976-2013/327

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, 14.07.2009 tarihinde davalının yanında çalışmaya başladığını, 25.10.2010 tarihinde iş sözleşmesinin sebepsiz olarak feshedildiğini, davalının 27.10.2010 tarihinde T.C. Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün 09.05.2009 tarihli ve 2009/29 Belge Nolu Özel Gündüz Bakım Evi Açılış İzin Belgesinden kaynaklanan hak ve alacaklarını dava dışı Ş. A.’e devrettiğini, dava dışı Ş. A. ile görüştüğünde işyerini devralmadığını, sadece izin belgesini devraldığını, bu sebeple önceki işçilik hak ve alacaklardan kendisinin sorumlu olmadığını, çalışmak isteyenlerle yeni bir sözleşme ile devam edeceklerini beyan ettiğini, bu beyanlardan ve sadece işletme hakkının devredilmesinden işyeri devir sözleşmesi bulunmadığının anlaşılacağını belirterek iş sözleşmesinin 25.10.2010 tarihinde haksız feshinden kaynaklı olarak kıdem, ihbar tazminatı ile sair işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı ise, dava dışı Ş. A. ile aralarında devir ilişkisi olduğunu, Ekim 2010 yılına ait yirmiüç günlük primin kendisi tarafından kalan yedi günün ise dava dışı Şeyda tarafından ödendiğini, davacının devirden sonrada aynı işyerinde çalışmaya devam ettiğini, iş sözleşmesi feshedilmediğinden kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerektiğini ve hiçbir alacağı olmadığı savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin ihbar tazminatı ödemesini gerektirmeyecek bir şekilde feshedildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedilip edilmediği ve davalı ile dava dışı işveren arasında devir ilişkisi bulunup bulunmadığı hususları tartışmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde işyeri devri düzenlenmiş olup, devreden ve devralan işverenlerin sorumluluk esasları belirtilmiştir. Buna göre, işyerinin veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işlemle bir başkasına devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde var olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçecek, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumlu olacak, ancak devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olacaktır. Keza, kıdem tazminatında da mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi ile işyerini devredenin kendi dönemi ile sınırlı olarak devralanla birlikte sorumluluğu kabul edilmiştir. Kanun koyucu bu düzenlemelerle, işçinin haklarını olabilecek en etkin şekilde korumayı amaçlamış ve böylece işçinin işveren değişikliğinden zarar görmesini önlemek istemiştir.
İşten ayrılma bildirgesinde 23.10.2010 tarihinde “17” koduyla (işyerinin kapanması) çıkış işlemi yapıldığı görülmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının 25.10.2010 tarihinde dava dışı Ş. A.yanında işe giriş kaydı vardır.
Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından davacının 10. ayda yirmiüç gün sigorta priminin davalı tarafından, yedi gün sigorta priminin ise dava dışı şahıs tarafından yatırıldığı görülmektedir.
Dosya içerisinde bulunan 27.10.2010 tarihli “işletme hakkı devir sözleşmesinde” Gündüz Bakımevi unvanlı işyerinin 5.000,00 TL devir bedeli ile işletme hakkının tamamı ve içinde bulunan bilumum demirbaşları ve ilgili Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden verilme Özel Gündüz Bakımevi Açılış İzin Belgesi ile birlikte devir ve teslim edildiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının dava dışı işyerinde çalışmaya hiç ara vermeden ve iş sözleşmesi kesintiye uğramadan kayden giriş-çıkış işlemi yapılmak suretiyle devralan işyerinde çalışmaya devam ettiği, devir öncesinde veya sırasında iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedilmediği anlaşıldığından kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da aynı doğrultuda değerlendirme yapıldığı halde hiçbir gerekçe belirtilmeden kıdem ve ihbar tazminatının kabulü hatalı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.