Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/24126 E. 2014/15948 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/24126
KARAR NO : 2014/15948
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/03/2013
NUMARASI : 2011/435-2013/194

Mahkemece, 17.04.2013 tarihli ek karar ile temyiz süresinin geçirildiği gerekçesi ile davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Gerekçeli kararın davalı tarafa tebliğ edilmemesi sebebiyle mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin verdiği 17.04.2013 tarihli Ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette çalışmakta iken iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı olmayan sebeplerle feshedildiğini, müvekkili tarafından gönderilen ihtarnameye rağmen işveren tarafından alacaklarının ödenmediğini belirterek dava dilekçesinde belirtilen kıdem ve ihbar tazminatı ile çalışma süresi içinde ödenmediği belirtilen fazla mesai, ücret alacağı, genel tatil alacağı, hafta tatili ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin işyerinde şirket personellerine küfür ve hakaret içeren söylemlerde bulunmuş olması sebebi ile haklı sebeple feshedildiğini, davacının ödenmemiş fazla mesai alacağının bulunmadığını, iş sözleşmesinin feshi üzerine davacının çalıştığı süreye göre son aylık ücretinin banka aracılığı ile ödendiğini, işyerinde genel olarak bayram ve genel tatiller ile hafta tatilinde çalışma olmadığını ancak çalışma olması halinde de karşılığının ödendiğini ve davacının ödenmemiş herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının hatalı üretilen mallardan dolayı şikayet edildiği ve bundan dolayı kendisinin sorumlu tutulması sebebi ile ulu orta ancak herhangi bir çalışanı veya işvereni hedef almaksızın küfrettiği, davacının bu eyleminin olaydan kendisinin sorumlu tutulmasına karşı göstermiş olduğu ancak aşırıya kaçan bir tepki niteliğinde olduğu, davacının eyleminin doğrudan işyerinde başka bir çalışanı veya işvereni hedef almaması sebebi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesine göre iş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshini gerektirir ağırlıkta olmadığı ancak işyerinde işin yürütümünü olumsuz etkileyen nitelikte davranış olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu sebeple feshin haklı sebeplere dayalı olmadığı gerekçesi ile alınan bilirkişi rapour doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Dosya içeriğine göre, makinacıların çalıştığı bölümde ustabaşı olan davacının iş sözleşmesi, işverence 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. fıkrası d. bendi gereğince tazminatsız olarak feshedilmiştir.
Somut olayda, davacı işçinin, hatalı üretilen ürünlerle ilgili olarak işyerine ulaşan şikayet üzerine işveren tarafından çağrıldığı, yaptığı görüşmeden sonra ise kendisini şikayet edenlerin aleyhine küfür ettiği tutanakta belirtilmiş ayrıca şahit beyanları ile doğrulanmıştır. Delil durumuna göre, davacı işçinin işyerindeki diğer çalışanlara küfür ettiği hususu sabittir. Davacının iş sözleşmesi, işveren tarafından süresi içersinde feshedilmiştir. Mahkemece, davacının eyleminin doğrudan işyerinde başka bir çalışanı veya işvereni hedef almaması gerekçesi ile iş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshini gerektirir ağırlıkta olmadığı, ancak işyerinde işin yürütümünü olumsuz etkileyen nitelikte davranış olarak değerlendirilmişse de, davacı işçinin, işverenin diğer çalışanlarına küfür etmesi şeklindeki davranışı sataşma niteliğinde olup, iş sözleşmesinin feshi haklı sebebe dayanmaktadır. Davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken, yazılı şekilde hatalı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.