Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/23938 E. 2014/34541 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23938
KARAR NO : 2014/34541
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2013/255-2013/164

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, haklı sebeplerle iş sözleşmesini feshettiğini ödenmeyen kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma alacaklarını davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Taraflar arasında davacının davalı işyerinde çalışma süreleri hususları tartışmalıdır.
Somut olayda, davacı işçi davalı işveren işyerinde 1997-18.05.2012 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını iddia ederken, davalı taraf davacının işyerinde 23.11.2002 tarihinde çalışmaya başladığını savunmuştur. Sigortalı hizmet cetvelinin incelenmesinden davacının 18.12.1999-03.03.2001 ile 23.11.2002-22.05.2012 arasında çalışma kaydı bulunduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanıklarının beyanları doğrultusunda davacının 01.07.1997-18.05.2012 tarihleri arasında çalıştığının kabulü ile hüküm kurulmuşsa da, mahkemece hizmet süresi yeterince aydınlatılmamıştır. Davacı tanığı C.. C..’un anılan tarihlerde çalışıp çalışmadığı Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarından denetlenerek eğer tanık davalı işyerinde çalışıyorsa beyanına değer verilmelidir. Aksi halde kurum kayıtları esas alınarak davcının çalışmasının 1999 yılından başladığı kabul edilmeldir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildikten sonra, sonucuna göre farklı bir durumun ortaya çıkması halinde hüküm altına alınan alacaklar hizmet süresine göre yeniden belirlenerek karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalıldır.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Dosya kapsamında; dosyada mevcut olan ihtirazi kayıtsız olarak imzalanmış olan ücret bordrolarının bir kısmında fazla mesai ücreti tahakkuku bulunmaktadır. Söz konusu bordroların ait olduğu aylar dışlanarak fazla mesai ücretleri yeniden hesaplanması gerekmektedir. Mahkemenin hatalı bilirkişi raporunu esas alarak karar vermesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.