Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2377 E. 2014/595 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2377
KARAR NO : 2014/595
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ : Adana 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2012
NUMARASI : 2011/247-2012/979

Hüküm süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ….tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı asıl işveren bakanlığa bağlı sağlık ocağında, altişveren şirket bünyesinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, hak kazandığı işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı bakanlık vekili, müvekkilinin ihale makamı konumunda olup asıl işveren sayılamayacağını, işçilik hak ve alacaklarından sorumluluğu bulunmadığını, kaldı ki davacının dava konusu alacaklara hak kazanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı bakanlık vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, mahkemece davacı şahidinin beyanına itibarla fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki davacı şahidinin de davalıya karşı işçilik hak ve alacaklarının tahsili istemiyle açtığı davada, benzer talepte bulunduğu anlaşılmakta olup, iş bu davada iş yerindeki çalışma sürelerinin belirlenmesi açısından menfaatinin bulunduğu açıktır. Dosya kapsamında ise şahit beyanının doğruluğunu denetlemeye elverişli delil bulunmamaktadır. Hal böyleyken, çalışmanın geçtiği yerin resmi kuruma ait olduğu nazara alınarak, davaya konu dönemlerde davacının çalıştığı sağlık ocağının haftanın kaç günü ve hangi saatler arasında açık olduğu davalı bakanlıktan sorularak belirlenmeli ve neticeye göre dosya kapsamı bir değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir. Yazılı şekilde salt davacı şahidinin beyanına dayanılarak, sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
3-Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda mahkemece, ispat yükünün yerine getirilmediği gerekçesiyle, davacı işçinin tüm çalışma süresi boyunca yıllık izin hakkını kullanmadığı kabul edilmiştir. Ne var ki, davalı bakanlık vekili, “her türlü yasal kanıt” ifadesiyle yemin deliline de dayanmış olup, mahkemece davalıya, yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmamıştır. Anılan sebeple, yemin deliline dayanan davalı bakanlık vekiline, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonuca göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225. ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi