Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/23722 E. 2014/33910 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23722
KARAR NO : 2014/33910
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2012/469-2013/253

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı A. İnşaat’ın diğer davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı bünyesinde taşeron olarak Çorlu Devlet Hastanesi inşaatının yapımını üstlendiğini, davacının da 06.09.2011-15.04.2012 tarihleri arasında bu inşaatta mekanik formen olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, davacının davalı işverenden Kanuni haklarının ve iş sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, ancak sonuç alamadığını, ihbar tazminatının, ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının davalılardanmüştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı TOKİ vekili, dava konusu işçilik alacakları hususunda sorumluluklarının bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı şirket vekili; davanın esastan reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile N. İnş. Tic. Turz. Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşmenin anahtar teslimi suretiyle yapım işlerine ait tip sözleşme olduğu, bu sözleşmeye göre yüklenici konumunda olan A. İnş. Elk San.Tic A.Ş.’nin alt işveren olduğu, her ne kadar davacının sigorta primlerinin Aram Şirketi tarafından yatırılmış olduğu anlaşılmakta ise de, sigorta primlerinin yatırılmış olmasının, sigorta primleri yatırılan kişiyi, sigorta primlerini yatıran işverenin işçisi olarak nitelendirmek için yeterli olmadığı; tanık beyanlarına göre de; davacının, TOKİ inşaatında mekanik formen ustası olarak çalıştığı, yapılan işin anahtar teslimi suretiyle yapılması nedeniyle davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığının işçilik haklarından sorumlu tutulabileceği, bunun için tarafların tüm alacaklardan müşterek ve müteseldilen sorumlu olmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı şirket ve TOKİ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Davalı Aram İnşaat vekilinin temyiz sebepleri yönünden; dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı TOKİ’nin temyiz sebepleri yönünden; uyuşmazlık konusu davalı idarenin işçi alacaklarından sorumluluğu boyutundadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, belli şartlarla ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur. İhale makamının yapmış olduğu ilan üzerine işçilerin başvuruda bulunmamış olmaları, kamu kurumunun anılan madde kapsamındaki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Maddede sözü edilen ücret her hak ediş dönemi için “son üç aylık temel ücret” olarak değerlendirilmelidir. Yine ihale makamının ihbar ve kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir.
İhale makamı olan kamu kurumunun, her hak ediş dönemine ilişkin son üç aylık ücretten sorumluluğu, Yasadan doğan bir sorumluluktur. Çünkü; Toplu Konut İdaresi ihale suretiyle işverdiği diğer davalının işçilerine ücretlerini ödeyip ödemdiğini, yapılan ödemeleri gösteren ücret bordroları örneklerini muhafaza etmek zorundadır.
Somut uyuşmazlıkta, kayda göre davacı davalı kurumdan ihale ile anahtar teslimi iş alan dava dışı şirket işçisi olarak çalışmıştır. Davacının çalıştırdığı işçilerinin bulunması, işçiler arasındaki iş dağılımının davacı tarafından yapılması, davacının kendi işçilerinin aylık ücretlerini yine elden ödemesi şirketin alt işveren olduğunu göstermez. Diğer taraftan davalı kurum 4857 sayılı Kanun’un 36. maddesi uyarınca, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Bu nedenle davacı işçinin hak ediş dönemine göre son üç aylık ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Dosyada bulunan belgelerden idarenin şantiyede gerekli ilanları yapıp tutanak düzenlediği ve ihale makamı olduğu dikkate alınarak ücret alacağı yönünden üç aylık ücret tutarında sorumluluğu belirlenmeliyken ile yazılı gerekçe ile, tüm alacaklardan her dönim için sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.