Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2371 E. 2014/589 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2371
KARAR NO : 2014/589
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2012
NUMARASI : 2012/287-2012/1149

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi …… tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin belirli süreli iş sözleşmesiyle davalıya ait işyerinde çalıştığını, sözleşmede öngörülen süreden önce iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini beyanla, aylık ücret, bakiye süreye ilişkin ücret ve tazminat alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı işveren, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, belirli süreli iş sözleşmesinin süre bitiminden önce işverence feshinin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda, davanın açıldığı Kadıköy İş Mahkemesi’nce verilen yetkisizlik kararı üzerine, dava dosyasının gönderildiği Kartal 3. İş Mahkemesi ( İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi) tarafından davalının yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm tesis edilmiştir.
Davalı vekilince temyiz dilekçesinde, dosyanın yetkisizlikle gönderildiği mahkemece müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığından devam eden yargılamadan haberdar olunmadığı ileri sürülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri ile 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20. maddesinde, tüzel kişilere yapılacak tebliğin yetkili temsilcisine yapılacağı, tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişilerin, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğin, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 21/2. maddesinde ise, “… kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir.” hükmü; 21/3. maddesinde “Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava dosyasının yetkisizlik kararı üzerine gönderildiği Kartal 3. İş Mahkemesi ( İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi)’nce, davalı işveren adına çıkartılan tebligatın, “tebliğ evrakı işyerinde daimi işçisi güvenlik memuru Hakan Yılmaz imzasına 21.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir” şerhiyle tebliğ edilmiştir. Tebligat mazbatasında, 7201 sayılı Tebligat Kanunu 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik 20. ve 21. maddelerine aykırı şekilde, muhatabın tebliğ sırasında orada bulunmadığına dair bir meşruhatın bulunmadığı, bu suretle tebliğin açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmaksızın davaya devam edilerek hüküm verilmiş olması davalının savunma hakkını ihlal etmiş olup, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.