Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/23562 E. 2014/33911 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23562
KARAR NO : 2014/33911
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2013
NUMARASI : 2011/760-2013/190

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde inşaat mühendisi olarak 21.10.2009-14.11.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin müvekkili tarafından 14.11.2011 tarihli noter ihtarnamesi ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi gereğince sona erdirildiğini, kıdem tazminatı, ücret ve fazla çalışma ücret alacağının davalı işverenden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davacının haksız olarak iş akdini sona erdirdiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu taleplerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve miktarı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; davacının 21.10.2009-14.11.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, mahkemece karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda tanık beyanları da dikkate alınarak haftanın 6 günü 08.00-19.00 saatlerinde, ayda iki Pazar günü günde 11 saat üzerinden çalıştığı belirlenmekle günlük 3.27 saat fazla çalışma alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ancak bu hesap denetime elverişli olmayıp davacının dosya kapsmaında ulaşılan bilgiler çerçevesinde bir hafta pazar günleri çalışıp bir hafta çalışmadığı ve hafta tatili alacağı talep etmediği gözönünde bulundurulduğunda bir hafta 17.5 ve diğer hafta 15 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmakla, bu şekilde hesaplama yapılarak hüküm kurulması gerekmekle günlük bazda hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.