Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/23280 E. 2014/34300 K. 04.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23280
KARAR NO : 2014/34300
KARAR TARİHİ : 04.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2010/321-2013/294

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının 10.09.1986 tarihinden beri davalı işyerinde çalışıtğı halde kıdem tazminatının 22.02.21990 tarihinden işe girdiği kabul edilerek eksik hesaplandığını ileri sürerek fark kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevabında; davacının 22.02.1990-15.02.2010 tarihleri arasında çalıştığını bu sürler için kıdem tazminatı ödendiğini ileri sürerek davanın redine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir
Anayasanın 141. maddesinde, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 279. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan kanuni düzenlemede yargıcın, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran yargıcın böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır.
Somut olayda bilirkişi seçenekli olarak rapor vermiştir. Birinci seçenek davacı iddiası gibi 10.09.1986 tarihinden itibaren çalıştığı kabul edilerek fark alcak 8.323,94 TL, ikinci seçenkete ise davalı ile alt işveren ilişkisi kapsamında çalıştığının anlaşıldığı durumda 01.12.1987 tarihinden itibaren çalışması kabul edilerek 5.363,02 TL, üçüncü seçenek ise davalının iddiası gibi olup bu durumda bir fark kıdem tazminatı alacağı olmadığını belirtmiştir. Mahkemece 8.323,94 TL’ye hükmedilmiş ise de gerekçede kabul edilen çalışmanın 01.12.1987 tarihinde başladığının kabulü sonucuna ulaşılacak şekilde yorum yapılmıştır. Bu durumda raporun hangi seçeneğe göre olduğunun gerekçede açıkça beliritlmemesi isabetsiz olmuştur.
Öte yandan 10.09.1986 tarihinden itibaren çalışma kabul edilmesi durumunda bu defa 10.09.1096-01.12.1987 tarihleri arasındaki davalı ile olan iş ilişkisinin kurulmasına dayanak bir bilgi belge bulunmadığı gibi bu durumun gerekçede de açıklanmadığı görülmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkata alınmadan karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.