Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2327 E. 2014/545 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2327
KARAR NO : 2014/545
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ : Antalya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2012
NUMARASI : 2010/734-2012/669

Hüküm süresi içinde davacı ve davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ……. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren tarafından keyfi bir tutumla iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem tazminatı ile sair işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını ve hiçbir alacağı olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının istifa etmek suretiyle istifa ettiği gerekçesiyle ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanun’un uygulanacağı düzenlenmiştir. Diğer taraftan, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri 4857 sayılı Kanun’un kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi olacaktır.Somut olayda, dosya içerisinde bulunan ve feshin gerçekleştiği 2010 yılı Haziran ayına ait ücret bordrosunda davalı işyerinde iki kişinin çalıştığı gözükmektedir. Bunun haricinde dosyada davalı işyerinde kaç kişinin çalıştığına dair başkaca bir belge bulunmamaktadır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, bu husus mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Bu itibarla, mahkemece fesih tarihinde davalı işyerinde kaç kişi çalıştığı, davalının esnaf olup olmadığı ve uyuşmazlık konusunda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, iş mahkemesinin görevli olduğunun tespiti halinde yargılamaya devam edilmeli, aksi takdirde genel mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmelidir. Belirtilen hususlar araştırılıp tartışılmadan hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.