Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/23093 E. 2014/35436 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/23093
KARAR NO : 2014/35436
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2013
NUMARASI : 2011/419-2013/280

DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Kararı davalı V. Bankası T.A.O. vekili ve davalı şirket temsilcisi temyiz etmiştir.
Davalı şirket temsilcisinin, elinde olmayan sebeplerden dolayı kararı süresinde temyiz edemediğini belirterek, eski hale getirme talebinde bulunduğu anlaşılmakla, dilekçe ve ekleri incelendi:
Davalı şirket temsilcisinin dilekçe ekinde sunulan delillerinin incelenmesinden, talebinde haklı olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 95 ve devamı maddeleri uyarınca, eski hale getirme talebinin kabulüyle, davalı şirket temsilcisinin, kararı süresinde temyiz etmiş sayılmasına karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar vekili, müvekkili işçi K. A.’ın davalı şirket işyerinde bir dönem çalıştığını, işe girerken kendisinden teminat senetleri alındığını, senetlere işçinin annesi olan diğer müvekkilinin de kefil sıfatıyla imza attığını, iş ilişkisinin sona ermesine rağmen senetlerin iade edilmeyerek davalı Bankaya ciro edilmiş olduğunu, müvekkillerinin senetlerden kaynaklı herhangi bir borçlarının bulunmadığını ileri sürerek, senetlerden kaynaklı borcun bulunmadığının tespitini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı V. Bankası T.A.O vekili, davaya konu senetlerin, diğer davalı şirket tarafından kredi sözleşmesine konu borç için müvekkiline ciro edilerek teslim edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, senetlerin teminat olduğuna ilişkin def’inin iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki müvekkiline ileri sürülemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüyle, davacıların senetlerden kaynaklı her iki davalıya da borcu bulunmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı V. Bankası T.A.O. vekili ve davalı şirket temsilcisi temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı şirketin, temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı V. Bankası T.A.O vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, davaya konu senetlerin, davacı işçiden, işe girişte alınan teminat senetleri olduğuna ve davacıların senetlerden kaynaklı davalı işveren şirkete borçlarının bulunmadığına yönelik kabul, dosya kapsamına uygundur. Ancak, senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin def’inin üçüncü kişi konumundaki davalı bankaya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği hususunun üzerinde durulması gereklidir.
Senet metninden anlaşılabilen def’iler ve senedin hükümsüzlüğüne dair ( sahte imza, şekil eksikliği, tahrifat ve sair) def’iler herkese karşı ileri sürülebilir. Kişisel def’iler ise ( senet metninde yer almayan ancak senedin düzenlenmesi sırasında ortaya çıkan bazı özel durumlara ilişkin kaçınma nedenleri) sadece taraflar arasında ileri sürülebilir, senedi devralan 3. kişilere karşı ileri sürülemez. Kişisel def’ilerin, 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceğine ilişkin kuralın istisnası ise, hamilin senedi kazanırken bilerek borçlunun zararına hareket etmesidir.
Senedin teminat senedi olduğuna ilişkin def’i, kişisel def’idir.
Davaya konu senetler üzerinde teminat kaydı yazılı değildir. Davalı Banka, senetleri davalı şirketten teslim almış olup, üçüncü kişi konumundadır. Dosya kapsamında, davalı bankanın, senetleri kazanırken, bilerek davacılar zararına hareket ettiğini gösterir bir delil yoktur. Esasen bu husus mahkemenin de kabulünde olup, karar gerekçesinde, bankanın, davacılar zararına hareket ettiğinin kanıtlanmadığı açıklanmıştır. Bu halde, senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin def’inin, üçüncü kişi konumunda bulunan ve bilerek borçlular zararına hareket ettiği kanıtlanmayan davalı bankaya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Mahkemece, bu yönün nazara alınmadan, davalı banka hakkında davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan sebeplerle, davalı V. Bankası T.A.O hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.