Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/22201 E. 2014/30827 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/22201
KARAR NO : 2014/30827
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Polatlı İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2012
NUMARASI : 2012/15-2012/63

Hüküm süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili M.. A..ün gıda pazarlama konusunda faaliyet gösteren davalı işyerinde 01.08.2005 tarihinden itibaren satış elemanı sıfatı ile çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 29.12.2011 tarihinde işveren tarafından haksız ve ihbarsız feshedildiğini, müvekkilinin çalışma süresince kesintisiz fiilen çalışmış olmasına rağmen sigorta primleri, sigortasında giriş çıkışlar gösterilerek eksik sürelerle ve asgari ücret üzerinden yatırıldığını, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, haftanın altı günü 08:00-23:00 saatleri arasında ve haricinde de çalıştırıldığı halde fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ödenmediğini, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde sürekli çalıştırıldığını, yıllık izinlerini kulanamadığını, müvekkilden çalışma süresince defalarca çeşitli teminat istendiğini, teminat maksatlı boş senetler alındığını, bu sebeple; kıdem tazminatına iş sözleşmesinin feshinden itibaren, diğer işçilik alacaklarına temerrüt tarihinden itibaren, ihbar tazminatı ve ücretli yıllık izin alacağına yasal faiz üzerinden ,diğer işçilik alacaklarına en yüksek mevduat faiziyle birlikte talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, menfi tespit davası tefrik edilmiş ve davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararı süresi içinde davacılar temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkindir. Görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davayı gören mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa da, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlüdür.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre, bir uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülebilmesi için işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanuna dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinde yapılmış olan atıf sonucu, iş mahkemesinin görev kapsamını belirleyen 5521 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince, 4857 sayılı Kanun’un 1. maddesinin 2. fıkrası ile 4. maddesinde belirtilen istisnalar dışında kalan bütün işyerlerinde; işverenler ile işveren vekillerine ve çalışma şekline bakılmaksızın işçilere, 4857 sayılı Kanun’un uygulanacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanuna dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi iş mahkemelerinin görevidir.
4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinde bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişi işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak tanımlanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasına göre, iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi diğer tarafında (işveren) ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici öğeleridir. İş sözleşmesini belirleyen ölçüt hukuki-kişisel bağımlılıktır. Gerçek anlamda hukuki bağımlılık işçinin işin yürütümüne ve işyerindeki talimatlara uyma yükümlülüğünü içerir. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır.
Somut olayda, mahkemece senetler getirtilmeli, davalının senetlere ilişkin kayıtları incelenmeli, tarafların şahitleri görev hususunda dinlenmeli, taraflar arasında iş ilişkisinden kaynaklı olarak mı senetlerin verildiği araştırılmalı, iş ilişkisinden kaynaklı verildiyse işin esasına girilmeli, iş ilişkisinden kaynaklı olarak senetler verilmediyse yine aynı şekilde görevsizlik kararı verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak görevsizlik kararı verilmesi hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.