Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2216 E. 2014/6845 K. 21.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2216
KARAR NO : 2014/6845
KARAR TARİHİ : 21.03.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2012
NUMARASI : 2011/98-2012/592

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 15.11.2006-09.03.2011 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının, davalı şirkette çalışmadığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeplerle feshedilmediğini, işyerinde kural olarak fazla mesai yapılmadığını, yapıldığı takdirde ücretinin ödendiğini, hafta tatili ücreti, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarının bulunmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde dört yıl, üç ay, yirmidört gün çalıştığı, iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple feshedildiği, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, fazla çalışma yaptığı, hafta tatillerinde çalıştığı, ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatillerinde çalışıp çalışmadığı ve davalı işyerindeki çalışma süresi hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, mahkemece, davacı şahitlerinin beyanlarına göre, davacının haftanın altı günü bir hafta 08.00-19.00, diğer hafta 19.00-08.00 saatleri arasında, birbuçuk saat ara dinlenmesinin düşürülmesiyle, ilk hafta dokuzbuçuk ve ikinci hafta onbirbuçuk saat çalıştığı; buna göre ilk hafta oniki saat, ikinci hafta yirmidört saat fazla çalışma yaptığı, haftada ortalama onsekiz saat fazla çalışma yaptığı ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığı kabul edilmiş ise de, davalı şahidinin beyanına göre haftalık iki saat fazla çalışma yapıldığı, hafta tatillerinde çalışılmadığı, çalışıldığında ise ücretlerinin ödendiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçen emsal dosyalarda, işyerinde haftalık on saat fazla çalışma yapıldığı, hafta tatillerinde çalışma yapıldığının ispatlanamadığı hususlarının kabul edildiği görülmüştür. Hal böyle olunca, yapılan işin niteliği, dosya içeriği ve emsal dosyalar dikkate alındığında, davacının haftalık on saat fazla çalışma yaptığı ve hafta tatillerinde çalıştığının ispatlanamadığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağının tesbiti ve hafta tatili ücreti talebinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunmadığı, davalıya ait işyerinde 15.11.2006-09.03.2011 tarihleri arasında çalıştığını, Sosyal Güvenlik Kurumu bildiriminin yapılmadığını ileri sürdüğü, davacı şahidi K. G. altı-yedi sene işyerinde çalıştığını ve davacının 2006 yılının Kasım ayında işe başladığını beyan ettiği, bu şahidin Sosyal Güvenlik Kurumu girişinin 01.06.2007 tarihi olduğu, diğer şahit Z. A. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında işe girişinin 05.04.2010 olduğu görülmüştür. Mahkemece, davacının 15.11.2006-09.03.2011 tarihleri arasında dört yıl üç ay yirmidört gün çalıştığı kabul edilmiş ise de, fiili çalışmanın şahit Kadir Göçtü’nün Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında çalışmaya başladığı 01.06.2007 tarihinden itibaren ispatlandığı anlaşılmış olup, davacının 01.06.2007-09.03.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde çalıştığı kabul edilerek alacak ve tazminat miktarlarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.