Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/21936 E. 2014/15707 K. 02.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21936
KARAR NO : 2014/15707
KARAR TARİHİ : 02.06.2014

MAHKEMESİ : Bursa 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2012/56-2013/168

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı S. şirketinde Bursa ve İzmit ili ile çevresindeki yolların asfalt yama işini davalı şirketten aldığını, davacının bu işte ve dava dışı şirket işçisi olarak 09.04.2004-10.11.2010 tarihleri arası çalışması sonrası iş sözleşmesinin haksız olarak sona erdirildiğini, işyerinde yapılan işlerin davalı tarafından denetlendiğini, çalışanlara davalı tarafından emir ve talimat verildiğini, davalı şirket ile dava dışı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğunu, davacının davalı işyerinde asgari ücret karşılığında haftanın yedi günü 07:00-19:00 saatleri arasında çalıştığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, hafta tatili, fazla çalışma, genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacı ile müvekkili firma arasında hizmet sözleşmesi olmadığını, davacının firmada çalışmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, dava dilekçesinde davacının dava dışı S. şirketi işçisi olduğunun ve dava dışı şirket ile müvekkil şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığını, müvekkili firmanın ihaleler ile asfalt onarım işi yaptığını ve aldığı işleri davacının çalıştığı dava dışı şirkette dahil olmak üzere başka şirketlere yaptırdığını, yapılan işin belirli süreli olduğunu, kesintisiz iş yapılmadığını, her iki şirketinde bağımsız şirketler olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ ya da asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı gerekçesi ile davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında davalının dava konusu işçilik alacaklarından asıl işveren olarak sorumlu olup olmadığı hususu tartışmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde işveren, bir iş sözleşmesine dayanarak işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yada tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak açıklanmıştır. O halde asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilmesi için ilk olarak mal veya hizmetin üretildiği bir işyeri olan işverenin varlığı gerekir. Bundan başka işverene ait işyerinde iş alan ikinci bir işverenin varlığı gerekir ki, asıl işveren alt işveren ilişkisinden söz edilebilsin. Alt işverenin başlangıçta bir işyerinin olması şart değildir. Alt işveren, işveren sıfatını ilk defa asıl işverenden aldığı iş ve bu işin görüldüğü işyeri nedeniyle kazanmış da olabilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesi uyarınca, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. 4857 sayılı İş Kanununun 2/6. son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur.
Davacının hizmet döküm cetveline göre 09.04.2004-10.11.2010 tarihleri arasında asfalt yama işçisi olarak dava dışı S. İnşaat Mimarlık San. Tic. Ltd. Şirketi’nde çalıştığı, davacının dava dışı şirket ile davalı şirket arasında asıl- alt işveren ilişkisi bulunduğunu ileri sürdüğü, davalı tarafsa, davacının dava dışı şirketin işçisi olarak çalıştığı, her iki şirketin bağımsız şirketler olduğu, dava dışı şirketin sadece davalının işlerini yapmadığı ve başka şirketlerinde işlerini gördüğü bu sebeple davalı ile dava dışı şirket arasında asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece davacı işçinin davalı ile dava dışı şirket arasında organik bağ ya da asıl-alt işveren ilişkisi olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davalı şirketin dava dışı Bursa Büyükşehir Belediyesinden 22.11.2005-28.12.2006, 23.01.2007-31.12.2007, 28.03.2008-19.09.2008, 10.07.2008-16.11.2008, 17.12.2008-01.03.2010, 02.03.2010-28.04.2011, tarihleri arasında asfalt yapım işi ihaleleri aldığı, dinlenen davacı ve davalı şahit beyanlarına göre davalı şirketin Bursa Büyükşehir Belediyesinden almış olduğu asfalt yapım ihalelerini, dava dışı S. şirketine yaptırdığının anlaşıldığı, tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde davalı ile davacının çalıştığı görülen dava dışı S. İnşaat Mimarlık San. Tic. Ltd. Şti. arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalı şirketin 4857 sayılı Kanun 2/6. maddesi gereğince sorumluluğuna gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.