Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2174 E. 2014/1508 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2174
KARAR NO : 2014/1508
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2011/558-2012/1867

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem,ihbar tazmiantı, fazla çalışma, hafta tatili, yemek, izin, ücret, ulusal bayram ve genel tatil alacakları ile manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalılar vekili, davalılardan T.. K..’ın şirket ortağı olduğu hakkındaki davanın husmetten reddine karar verilmesi gerekeceğini, davacının işveren yetkilisnin üzerine yürüdüğünü sataşmada bulunduğunu, darp ettiğini bu nedenle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunun 25/11-b-d. bentleri uyarınca haklı nedenle feshedildiğini işçilik alacakları ile manevi tazminat isteklerinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece hafta tatili ile manevi tazminat isteklerinin reddine, diğer alacakların ise bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre kabulüne karar verilmiştir
Karar taraflaraca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacı davalı şirket tüzel kişiliği işçisidir. İşveren-işçi arasındaki iş ilişkisinden doğan uyuşmazlık konusu işçilik alacaklarından davalı şirket ve ortaklarının birlikte sorumluluğuna gidilmesi mümkün olamayacağından, somut olayda işçilik alçakları ile sınırlı olarak davalı gösterilen T.. K..’ın davada taraf sıfatı bulunmadığı halde hakkın bu yönde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Dosyadaki beyanlara göre davacının muhasebe bölümünde müdür olduğu ve daha önce işten ayrılan diğer muhasebe müdürü olan kişinin açtığı alacak davasında davacı davalı tanığı olarak (Ankara 12. İş Mahkemesi’nin 2009/385 esas sayılı); ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile çalışam gün ve saatleri konusunda açık beyanlarda bulunduğu halde mahkeme huzurundaki bu beyanlarının dikkate alınarak bu alacak kalemelerinin yeniden değerlendirilmesi gerekir.
4-Dosyada 2010-Mayıs ayın ait iki adet imzaları farklı ücret bordroları var birisinde 14 günlük izin kullanıldığı yazılı olup, diğerinde bu yönde bir açıklama bulunmadığından bordro davacı ve davalı taraflara gösterilip içeriği ve imzaları açıklatırıldıktan sonra 2010 yılında kullandırılan bir izin bulunup bulunmadığının belirlenerek izin ücretinin tespiti gerekir.
5-Somut olayda davalı T.. K.. tarafından davacıya silah doğrultulatarak seni öldürüm şeklinde tehdit suçu işlenidği iddia edilmiş bu konuda kesinleşen ceza davasında Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesi 07.04.2011 tarih 2010/755 esas, 2011/228 karar sayılı dosyasında davalı işveren yetkilisi T.. K..’ın davacı işçiye karşı silahlı tehdit suçunu işlediğinden TCK 106/2.a maddesi uyarınca cezalandırılmasına davacının tahriki olduğu da kabul edilerek yapılan indirimlerle sonuç olarak verilen 1 yıl, 3 ay hapis cezasna ilişkin hükmün CMK 231/5 maddesine göre açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, verilen cezaya karşı yapılan itirazda Ankara 14. Ağır CezaMahkemsi’nin 2011/423 değişik no kararı ile reddedilmiştir. Olayda muhasebe sorumlusu davacının kayıtlarının düzgün tutulmaması ve bir firmanın halen borçlu görünmesi nedeniyle çıkan tartışmada T.. K..’nın (işveren yetkilisi) davacıya darp etmek isterken attığı yumruğun diğer çalışanın burnuna gelmesiyle burun kemiğinin kırıldığı, işveren yetkilisinin bu defa silahını çekerek davacıya doğrulttuğu, davacı ve araya girenlerin müdahalesi ile silahın elinden düşürülüp alındığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen ceza davasına ve dosya içeriğine göre olayın süreci ve gerçekleşen safhaları dikkate alındığında davacı işçinin kişilik haklarına diğer bir anlatımla maddi ve manevi varlığına karşı bir saldırı gerçekleştiği açık olduğuna göre mahkemece olaya özelliklerine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile isteğin reddi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.