Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2173 E. 2014/1507 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2173
KARAR NO : 2014/1507
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2009/1067-2012/900

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, asıl işveren olan davalı Milli Savunma Bakanlığına ait işyerinde alt işveren olan diğer davalı şirkete bağlı olarak 15.06.2008-28.08.2009 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili, müvekkili kurum ile diğer davalı arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını; davacının diğer davalı şirketin işçi olması nedeniyle müvekkili aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı.. Koruma ve Güvenlik Hizm. Ltd. Şti. vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin müvekkili işveren tarafından devamsızlık haklı nedenine dayalı olarak feshedildiğini, hak kazandığı fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacaklarının eksiksiz ödendiğini ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin işverenlerce haksız feshedildiği, aralarında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunan davalıların işçilik alacaklarından müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 47. maddesinde, kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’un 2. maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Somut olayda, dosya içerisine ibraz edilen imzalı devam föyleri içeriği ile davacının çalıştığı ulusal bayram ve genel tatil günlerinin devam çizelgeleri altında belirlendiği ve karşılığının ücret bordrolarında tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Ücret bordroları imzasız olmakla birlikte bordrolarda tahakkuk ettirilen miktarların davacının banka hesabına yatırıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, uyuşmazlık konusu bu alacak için ödeme yapılan aylar hesaplama dışı bırakılarak sonuca gidilmelidir. Hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.