Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/2171 E. 2014/1505 K. 06.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2171
KARAR NO : 2014/1505
KARAR TARİHİ : 06.02.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2012
NUMARASI : 2011/281-2012/730

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı haksız olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem-ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, yemek, izin, ücret, ikramiye, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının kendisinin ayrıldığını ve alacak isteklerinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece ücret isteğinin reddine diğer alacakların ise bilirkişi raporundaki hesaplamalar göre kabulüne karar verilmiştir
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava dilekeçsinde davacının haklı ve geçerli bir neden olmadan çıkarıldığını iddia ederek, fesih konusu yapılan bir maddi olay ve olgudan bahsetmemiştir. Davalı ise cevabında davacının mazeretsiz olarak işe gelmeme ve geç gelmeyi alışkanlık haline getirdiğini iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/IIg. ve h. bentlerine göre haklı feshedildiğini ileri sürmüştür. Dosya içerisinde bulunan 15.07.2010 tarihli tutanakta davacının işyerindeki sıkıntıları çözmeyen amirlerinin gelip kendileri ile konuşması gerektiğini belirterek onlara küfür ve hakaret ettiği aynı tarihli fesih bildirim tutanağında ise sataşma nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 25/II-b. bendine göre sözleşmenin feshedildiği bildirilmiştir.
Önemle belirtmek gerekir ki, Anayasanın 141. maddesinde, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 276. maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Anılan kanuni düzenlemede hakimin, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır.
Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır. Somut olayda mahkemece fesih konusunda esasa dair hiçbir tartışma yapılmadan, hangi gerekçe ile işveren feshinin haksız kabul edildiği açıklanmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur
Davacı, başka bir işçinin Bakırköy 14. İş Mahkemesi’nin 2020/286 esas sayılı dosyasında tanık olarak beyanda bulunduğu ve davacının bu beyanı da dikkate alınarak fazla mesai haftalık 17 saat olarak hesaplandığından bu dosyada da davacının mahkeme huzurundaki çalışma saatlerine ilişkin tanıklık beyanı esas alınarak fazla mesainin haftalık 17 saatten hesaplanması ve yine aynı beyanı kapsamında hafta tatilinin de ayda üç yerine iki hafta tatili olarak hesaplanması gerekirken bu hususun dikkate alınmaması bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.