Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/21478 E. 2013/26124 K. 21.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21478
KARAR NO : 2013/26124
KARAR TARİHİ : 21.11.2013

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

DAVA :Davacı, kıdem, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatili, hafta tatili ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı … sözleşmesinin haklı nedenle kendisi tarafından feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ücret, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı cevabında, yurt dışı işyerinde çalışan davacının iddialarının gerçek olmadığını ve tüm haklarının ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece çalışma süresi bir yıldan az olduğundan kıdem tazminatının ve ödendiğinden ücret isteğinin reddine, diğer bilirkişi raporu dikkate alınarak kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görülenden daha fazla çalışmanın her türlü ispatı delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda indirim yapılması (hakkaniyet indirimi) gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda mesai saatlerini gösteren punataj ve benzeri bir belge sunulmadığından fazla mesai isteği tanık anlatımlarına göre belirlenmiştir. Dosya içeriğindeki davalı ve davacı tanıklarının birbirini doğrulayan anlatımlarına göre mesai saatlerinin 07:00-18:00 arası olduğunun kabulü gerekirken, bilirkişi tarafından mesainin saat 19:00’da sona erdiği kabul edilerek yaptığı hesaplamaya göre karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
3-Davacı hafta tatili ile ulusal bayram genel tatil alacaklarını 100,00’er TL olarak ayrı ayrı dava ettiği halde bilirkişinin her iki alacak kalemini birlikte hesaplaması dikkate alınarak her iki alacak için tek hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Kaldı ki davalı, bordrolara dayanarak hafta tatillerinin ödendiğini ileri sürmüştür. Bu durumda bordrolar incelenerek bu istekler açısından ayrı ayrı hesap yapılmak suretiyle denetime elverişli rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekir.
4-Taraflar arasında ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı yurt dışı hizmet sözleşmesinde yazılı olan 450 Euro’nun ücret olduğunu ileri sürmüş isede; bizzat davalı tanığı, davacının ücretinin 1100 Euro olduğunu beyan etmiştir Davacı tanıklarının da ücretin 1100 Euro olduğunu ifade ettikleri ve emsal ücret araştırmasında Yol-… Sendikasının yurt içinde bildirdiği ücretin dahi davacının talebinin üzerinde olduğu dikate alındığında temel ücretin yurt dışında görülen işin niteliğine göre 1100 Euro kabul edilmesi dosya içeriğine uygun olacağı gözetilerek alacak isteklerinin buna göre hesaplanması gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.