Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/21241 E. 2014/31037 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21241
KARAR NO : 2014/31037
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2010/757-2013/362

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ödenmeyen ücret alacakları ve birleşen dava ile de sendikal tazminat talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından yapılan takdiri indirim oranı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışmalar ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, anılan çalışmaların şahit anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan miktarlara göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Mahkemece, hesap edilen fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından yüzde beş oranında yapılan takdiri indirim çok azdır. Çalışma süresinin uzunluğu, hesap edilen fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin miktarları, insan takati, davacının izinli ve raporlu olabileceği günler dikkate alınarak daha uygun bir oranda takdiri indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Öte yandan davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının her gün Cumartesi ve Pazar günleri de dahil olmak üzere vardiyalı olarak 08:15-16:15 saatleri arasında ve 15:00-23:00 saatleri arasında çalıştığını, davacıya her hafta bir iki gün yaklaşık iki saat fazla mesai yaptırıldığını, her ay bir gün de denetim yapıldığında beş altı saat fazla çalışma yaptırıldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının haftalık yedi saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır. Bu durumda mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinde öngörülen talep ile bağlılık ilkesine aykırı biçimde karar verilmesi de usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Ayrıca, dava konusu alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıcı da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırıldığında, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar. Ücret kavramı geniş anlamda ücret olup, çalışma karşılığı ücretler ile ikramiye, prim, jestiyon ve benzeri ödemeler ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de bu kapsama dahildir.
Somut olayda, davacı işçi, davalı işverene 26.10.2010 tarihinde noterden gönderdiği ihtarnamede, dava konusu alacakların ödenmesi hususunda talepte bulunmuştur. Söz konusu ihtarname, 27.10.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Bu durumda, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına temerrüt tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerekirken, ıslah ile talep edilen miktarlar için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.