Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/21240 E. 2014/31036 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21240
KARAR NO : 2014/31036
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : Bergama 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2010/81-2013/198

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 19.09.2006-25.11.2009 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını, 25.11.2009 tarihinde herhangi bir sebep gösterilmeksizin iş sözleşmesinin feshedildiğini, ihbar süresi kullandırılmadığını, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devri, işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü işyerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğindedir.
Dosya içeriğine göre, davacı davalıya ait işyerinde 19.09.2006-25.11.2009 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, 19.09.2006 tarihinde dava dışı K..M.. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde işe başladığını, rızası dışında aynı ortaklara ait davalı şirket işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini iddia etmiştir. Davalı vekili ise, işyerinde davacının 05.04.2007-25.11.2009 tarihleri arasında çalıştığını savunmuştur.
Mahkemece, davacının iddia ettiği şekilde 19.09.2006-25.11.2009 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmiştir. Sigortalı hizmet etveline göre, davacının 19.09.2006-04.04.2007 tarihleri arasında dava dışı K..M.. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait ….. sicil nolu işyerinde çalıştığı, 05.04.2007-25.11.2009 tarihleri arasında ise davalı şirkete ait maden ocağı işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan ticaret sicil gazetesi örneklerinden davalı şirket ortaklarından J.. A.. P..r’ın, dava dışı K..M.. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı şirketler arasında 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi anlamında işyeri devri olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Öncelikle davacının dava konusu ettiği döneme ilişkin davalı şirket ile dava dışı K..M.. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında işyeri devrinin tesbitine esas olacak tüm kayıt ve belgeler getirtilmeli, bordro tanıkları da dinlenilmek suretiyle davalı şirketle dava dışı K..M.. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında işyeri devri olup olmadığı, şirketler arasında organik bağ veya birlikte istihdam olup olmadığı belirlenmeli, işyeri devrinin veya davacıyı istihdam eden şirketler arasında organik bağ bulunduğunun tesbiti halinde, davacının kıdeminin her iki işyerindeki toplam çalışma süresine göre dava konusu istekler değerlendirilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Öte yandan, davalı tarafından davacının maaş hesabına tazminat açıklamasıyla 29.11.2009 tarihinde net: 1.000,00 TL, 06.01.2009 tarihinde net 1.000,00 TL ve 04.02.2010 tarihinde net 500,00 TL olmak üzere toplam net 2.500,00 TL (brüt:2.516,50 TL) olarak yatırılan paranın davacının hesaplanan kıdem tazminatından mahsubu gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.