Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/21138 E. 2014/8170 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21138
KARAR NO : 2014/8170
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2010/1265-2013/286

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde uluslararası ve yurtiçi tır sürücüsü olarak çalıştığını, yaş dışındaki emeklilik şartlarını taşıdığı için iş sözleşmesini sona erdirdiğini ileri sürerek, fark kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır.
Öte yandan, mahkeme kararlarındaki gerekçelerin hüküm fıkralarına uygun olması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.1963 gün ve 1963/4-99 esas, 1963/37 karar sayılı Kararı). Oysa, gerekçe ile hüküm fıkrasının aykırı olduğu, temyize konu kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Gerçekten, 30.04.2013 tarihli kararın gerekçe kısmında, bilirkişi A. D. tarafından düzenlenen ikinci raporun hükme esas alındığı belirtildiği halde, hüküm fıkrasında 12.839,24 TL fazla çalışma ücreti alacağınahükmedilmiştir. Oysa, söz konusu bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmadığı gibi, dosya içeriğindeki ilk bilirkişi raporunda da, fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmamıştır. Bu durumda, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç
Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.