Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/21135 E. 2014/8167 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/21135
KARAR NO : 2014/8167
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2011/605-2013/328

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, yıllık izin, ikramiye ile harcırah alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.04.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat B. B. ile karşı taraf adına Avukat U. P. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının asıl şoför olarak beş yıldan beri çalıştığını, davacının daha sonra yedek şoför olarak çalışmaya zorlandığını, sefer başına aldığı 600 Euro olan harcırah miktarının 250-300 Euro’ya düşürüldüğünü, bu değişikliğe dair davacının onayının alınmadığını, davacının mesai mefhumu olmaksızın çalışmasına rağmen kendisine fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bunların da ücretini alamadığını, 2010/2011 yılı ikramiyesinin davacıya ödenmediğini, kazancının asgari ücretin üzerinde olmasına karşılık sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığını, bu sebeplerle davacının 09.05.2011 tarihinde iş sözleşmesinin haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, ikramiye, harcırah, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, fazla çalışma ücreti alacağının reddine, diğer taleplerin ise kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır.
Davacı vekili, davacının asıl şoför olarak beş yıldan beri çalıştığını, davacının daha sonra yedek şoför olarak çalışmaya zorlandığını, sefer başına aldığı 600 Euro olan harcırah miktarının 250-300 Euro’ya düşürüldüğünü, bu değişikliğe dair davacının onayının alınmadığını, davacının mesai mefhumu olmaksızın çalışmasına rağmen kendisine fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen bunların da ücretini alamadığını, 2010/2011 yılı ikramiyesinin davacıya ödenmediğini, kazancının asgari ücretin üzerinde olmasına karşılık sigorta primlerinin asgari ücret üzerinden yatırıldığını, bu nedenlerle davacının 09.05.2011 tarihinde iş sözleşmesinin haklı sebeple feshettiğini ileri sürmüştür. Mahkemenin gerekçesinde ise davacının emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshettiği belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, iş sözleşmesinin feshi konusunda hükme dayanak yapılan gerekçe, dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, iş sözleşmesinin feshi konusunda somut olaya ve dosya içeriğine uygun olmayan gerekçe ile karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yurt dışına sefer yapan tır şoförlerinin sadece şahit ispatına dayanarak hafta tatili ücreti alacakları talep etmeleri mümkün değildir. Şahitlerin anlatımları kendi çalışma saat ve günleri ile ilgili olup, dava açan tır şoförü ile aynı seferde görev yapmamaları sebebiyle, çalışma gün ve saatlerini tam olarak bilmeleri imkansızdır. Öte yandan, uluslararası tır şoförleri mesailerini kendileri belirledikleri gibi, günlük ve haftalık araç kullanımıyla ilgili sıkı uluslararası trafik mevzuatına uymak zorundadırlar.
Somut olayda, davacının uluslararası tır şoförü olarak çalıştığı, çalışması karşılığı aylık ücretine ek olarak sefer başına prim ödemesi aldığı anlaşılmaktadır. Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca, uluslararası tır şoförlerinin kendi mesailerini kendilerinin belirlediği, sıkı kurallara tabi uluslararası trafik mevzuatına uymak zorunda oldukları, bu tür çalışanların araç kullanma saat sınırlamasına tabi bulundukları ve dolayısıyla hafta tatillerinde çalışmadıkları kabul edilmiştir. Bu sebeple, davacının hafta tatili ücreti alacağının reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi de hatalıdır.
4-Öte yandani, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinde tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücret olduğu, ancak bu ücretin asıl alacağı geçemeyeceği düzenlenmiştir.
Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2. maddesi hükmüne göre, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
Somut olayda, mahkemece kabul ve ret edilen alacak miktarları dikkate alınmaksızın davalı yararına fazla vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına taktir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya, davalı yararına takdir edilen duruşma 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıyı yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.