YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20924
KARAR NO : 2013/21407
KARAR TARİHİ : 11.10.2013
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT …
ADINA VEKİLİ AVUKAT …
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davacının bir kısım ücret alacaklarının ödenmesi için icra takipleri başlattığını, davalı kurum tarafından takiplere haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, icra takiplerine yapılan itirazların iptali ile her bir takip için % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddi ile % 40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı … yazısı, belediye başkanının defter uzmanına verdiği beyanı ve emsal davada dinlenilen davalı şahidinin beyanına göre davacının ücretlerini almadan başka kamu kurumuna naklinin yapılması için bordroları imzaladığı ancak gerçekte ücretlerinin ödenmediği, 2009-2010-2011 yıllarına ait maaşlarını belediyeye hibe ettiği belirtilmekte ise de tek geçim kaynağı işvereninden aldığı ücret olan işçinin alacaklarını hibe etmesinin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ücret alacağı bulunup bulunmadığı, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğinden, ücretin miktarı, çalışma süresi ve yapılan iş konularında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının takibe konu alacakların ödendiğini ileri sürerek, bir kısım imzalı ücret bordrolarını dosyaya sunduğu, davacının takiplere konu ücret alacaklarının ödenmediğini, işverence başka kurumlara geçmek için bordroların zorla imzalatıldığını ileri sürdüğü, davalı … Başkanının inceleme görevlisine verdiği ifadesinde, “Ben bu aslı olmayan iddialar hakkında hiç kimseyle konuşmadım tehdit etmedim. Maaş alacaklarına gelince, belediyemizin imkanları olduğu müddetçe maaşları ödeyeceğiz. Su anda gelen para ile kendi personelimin maaşını dahi ödeyememekteyim. Ama imkan olursa nakledilen personelin maaşını da ödeyeceğim. Ben bu hususu nakledilen personelin çoğunun katıldığı bir toplantı yaparak kendilerine belediyemizi icraya falan vermeyen hepinizin maaşını imkanlar çerçevesinde ödeyeceğimi belirttim.” dediği, Belediye Başkanlığı tarafından davacılar vekiline verilen 13.05.2011 tarihli yazıda, “davacının 2009-2010-2011 yıllarına ait maaş alacakları yazımız ekinde çıkartılmış, daha önceki yıllara ait maaş alacakları … muhasebemiz belirsizliğini koruduğundan müfettiş denetimi yapıldıktan sonra netleşecek ve alacakları varsa verilecektir.Ancak belediyemiz personeli … 6111 sayılı Kanun kapsamında belediyeden nakil olmadan önce 2009-2010-2011 yıllarına ait maaşlarını belediyemize hibe etmiş ama bu maaşlarla ilgili herhangi bir işlem ve banka işlemi yapılmamıştır.” şeklinde beyanda bulunulduğu, cevabın ekinde, icra takibine konu aylarda davacının ücret alacağı olduğunun belirtildiği, davalı … başkanı hakkında Kırıkkale 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/509 esas sayılı dosyası ile 6111 sayılı Kanun kapsamında belediyeden nakil gidecek işçilere içerdeki maaşlarını almış gibi göstererek bordroları imzalattığı gerekçesiyle, görevi kötüye kullanma suçlaması ile dava açıldığı, davanın halen derdest olduğu, ibraz edilen icra takiplerine konu aylara ait bordroların işçilerinin imzasını taşıdığı, davacılar hakkında takibe konu dönemlere ilişkin bordroların çalınması sebebiyle belediyece suç duyurusunda bulunulduğu, Cumhuriyet Başsavcılığınca, soyut iddia dışında delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davalı … başkanı hakkında açılan ceza davasının sonucu beklenilerek, ücret bordrolarının zorla imzalatılıp imzalatılmadığı belirlendikten sonra, imzalı ücret bordrolarında ödendiği görülen ücret ödemelerinin, banka kayıtları ile uyumlu olup olmadığının tespiti yönünden, banka kayıtları getirtilerek inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Öte yandan, itirazın iptaline karar verilen miktarların tespitinin yargılamayı gerektirdiği, bu sebeple alacağın likit olmadığı gözetilmeden inkar tazminatı isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de, takibe konu alacağın faiz kısmı düzeltilerek, faiz isteminin bir kısmı reddedilmesine rağmen reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.