Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/20691 E. 2013/20454 K. 01.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20691
KARAR NO : 2013/20454
KARAR TARİHİ : 01.10.2013

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ……. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini, müvekkilinin 29.05.2012 tarihinde herhangi bir yasa dışı eyleme katılmasının söz konusu olmadığını, bu nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmesi işleminin iptaline ve müvekkilinin işe iade edilmesine bununla beraber işe başlatılmadığı takdirde buna ilişkin tazminat ve mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre ücretinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, 29.05.2012 tarihinde davacının üyesi olduğu Hava iş sendikasının çağrısı ile TBMM’de görüşülmekte olan hava iş kolunda grev yasağı getirilmesini düzenleyen yasa teklifi görüşmelerini protesto etmek amacıyla kanun dışı grev kararı alındığını, bu eylemin uygulanması için sendikanın üyelerine SMS mesajı attığını, ancak bununla sınırlı kalmadığını, yasa dışı eyleme destek veren bir grup işçinin Atatürk Havalimanında eylem yaptıklarını, slogan atıp uçuşa giden çalışanları protesto ettiklerini, görevine gitmemelerini sağlamak adına sözlü ve fiili engellemelerde bulunduklarını, davacının kanunsuz grev ve direniş eylemine katılarak görevini ifa etmediğini, bu nedenle iş sözleşmesinin fesih edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 29.05.2012 tarihinde yapılan Hava iş sendikasının eyleminin kanunsuz yada Anayasaya aykırı olarak nitelendirilemeyeceği, davacının sendikanın basın açıklamasını dinlediği, eylem alanında bulunduğu sırada herhangi bir görev ve uçuşu olmadığı, ayrıca uçuşa gidecek bir başka çalışanı engellemediği, iş yeri çalışma barışını bozucu ve iş yerinde olumsuzluklara yol açan bir eylem ve faaliyette bulunmadığı, işveren feshinin haklı veya geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, davacının 29.05.2012 tarih ve sonrasında işyerinde meydana gelen eyleme katılıp katılmadığı ve eylem nedeniyle davalı işverence yapılan feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacı işçinin üyesi olduğu sendika ile davalı şirket arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin devam ettiği bir süreçte, henüz ulusal mevzuat hükümleri uyarınca kanuni grev koşullarının meydana gelmediği bir aşamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hava iş kolunda grev yasağını öngören kanun değişikliği teklifini protesto etmek amacıyla, bir kısım işçilerin 29.05.2012 tarihinde 03.00-24.00 saatleri arasında işe gitmemek suretiyle toplu eylem yaptıkları, bir grup işçinin ise havalanında toplanmak suretiyle eyleme destek verdikleri anlaşılmaktadır. Davacının üyesi olduğu sendikaca 28.05.2012 tarihinde saat 22.48’de gönderilen mesajda “çok acil, tüm muhalefet partilerinin karşı çıkmalarına, basın açıklamamızda tüm üyelerimizin karşı çıkışına rağmen grev hakkımıza yasak getiren yasanın 29.05.2012 yarın TBMM de çok büyük bir hızla gündeme alınacağı bilgisi alınmıştır. Bu haber sonrası tüm normal vardiyalı ve uçuş üyelerimiz bu ağır hak kaybı ihtimali ile 29.05.2012 tarihinde, lokal saatle 03.00-24.00 arası kendilerin göreve hazır hissetmeyeceklerini bildirmişlerdir. Grev haktır, kaybedersek ömür boyu kaybedeceğiz, TİS Yüksek Hakemde budanacaktır. şimdi haklar için ailemiz için çocuğumuz için birlikte ve birlikte” yazılmıştır. Davalı işverence sözü edilen eyleme katıldığı gerekçesi ile davacının iş sözleşmesi önel verilmeden ve tazminatsız olarak feshedilmiştir.
Somut olayda, davacı 27.05.2012 tarihi saat 21:10 ila 28.05.2012 tarihi saat 02:55 arasında gerçekleştirdiği uçuş görevinden sonra iki günlük dinlenme sürecinde olduğunu, 29.05.2012 tarihinde uçuş görevi olmadığını, anılan tarihte havaalanında sendikanın basın açıklamasını dinlediğini, herhangi bir personeli görevden alıkoyacak bir fiili bulunmadığını iddia etmiştir.Davalı taraf ise davacı ve arkadaşlarının, çalışmakta olanları da engellemeye çalıştıklarını, bu şekilde yapılan eylem sonucu Türk Hava Yollarında 233 seferin iptal edildiğini, çok sayıda seferin gecikmeli olarak yapıldığını ve binlerce yolcunun mağdur edildiğini, şirketin milyarla ifade edilen zararının doğduğunu savunmuştur.
Mahkemece, davanın yeterli derecede aydınlatılmadan hüküm verilmiş olması hatalıdır. Anılan nedenlerle, davacının 29.05.2012 tarihinde görevli olup olmadığı, bu tarihten önceki en son görevinin ne zaman sona erdiği ve devamında ne kadar süre izninin bulunduğu araştırılmalı, anılan tarihte çalışanları fiili olarak engelleme şeklinde bir davranışta bulunup bulunmadığı CD çözümleri yapılarak belirlenmelidir. Belirtilen yönlerden yapılacak araştırma sonucu tüm dosya kapsamı yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmelidir. Eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 01.10.2013 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 01.10.2013