Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/20618 E. 2014/31007 K. 11.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20618
KARAR NO : 2014/31007
KARAR TARİHİ : 11.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2010/465-2013/93

Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 15.08.1994-25.09.2009 tarihleri arasında kaptan olarak çalıştığını, iş sözleşmesini fazla çalışma ücret alcaklarının ödenmemesi ve yaş şartı dışında yaşlılık aylığı almaya hak kazanması sebebi ile haklı sebebe dayalı sonlandırdığını, hak kazandığı yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davacının haklı sebebe dayanmayan istifası ile son bulduğunu, müvekkiline ait işyerinde fazla çalışma yapılmadığını ve davacının hak kazandığı yıllık izinlerini kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 25.09.2009 tarihinde istifa ederek işten ayrıldığı, bu tarihte kısmi yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı hususunu belgelemek amacı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunmadığı, ilgili kuruma müracaat tarihinin 28.12.2009 olduğu, bu nedenle davacının kısmi yaşlılık ayılığına hak kazanması sebebi ile iş sözleşmesini feshettiği yönündeki iddiasına itibar edilmeyeceği gerekçesiyle, kıdem tazminatı istemi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin haklı sebeple iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin kanuni düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Kanunda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir sebebe dayanmadan ve bildirim süresi tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir.
İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı işçinin 15.09.2009 tarihli istifa dilekçesinde “çalışmakta olduğum şirketinizden görevimden kendi isteğim ile ayrılmak istiyorum.” şeklinde beyanda bulunduğu ve fesih sebebini belirtmediği görülmektedir. Yargılamanın devamı sırasında dosyaya ibraz edilen cevaba cevap dilekçesinde ise, davacı fazla çalışma ücret alacaklarının ödenmemesi ve kısmi yaşlılık aylığına hak kazanması sebebi ile iş sözleşmesinin feshettiğini açıklamıştır.
İstifa tarihinde, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığını gösterir belgenin düzenlenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuruda bulunmayan davacının, iş sözleşmesini emeklilik sebebi ile sona erdirilmediğine ilişkin mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazandığı ve fesih tarihinde ödenmemiş fazla çalışma ücret alacakları bulunduğu dinlenilen tanık beyanları ve dosya kapsamı ile sabit olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, fazla çalışma ücret alacakları ödenmeyen davacı işçinin, iş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince haklı sebebe dayalı feshettiği kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, kıdem tazminatı istemi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.