Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/20534 E. 2014/30781 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20534
KARAR NO : 2014/30781
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2013/231-2013/139

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin işe iadesine dair kararın kesinleşmesi üzerine süresinde işe başlama iradesini işverene bildirildiğini, davalı işverence keşide edilen ihtarname ile müvekkilin işe başlatılmayacağı bildirerek işçilik alacaklarına ilişkin ödeme yapıldığını, söz konusu ödemelerin müvekkilinin geçersiz fesih tarihinde aldığı ücret üzerinden yapıldığını ve eksik olduğunu beyanla fark iş güvencesi tazminatı, fark ihbar tazminatı, fark kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin Yeni İsviçre Hastanesini 01.07.2009 tarihinde satın aldığını, devir sözleşmesinde devir öncesi dönemden devreden şirketin sorumlu olduğu kuralına yer verildiğini, işe iade kararı sonrasında davacının başvurusu üzerine işe başlatılmayacağının bildirilerek iş sözleşmesinin işçilik alacakları ödenerek feshedildiğini, davacının hizmetinin 09.08.2007 tarihinden itibaren başladığını, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ile bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağı taleplerinin kabulüne, fazla çalışma ücreti ve işe başlatmama tazminatı alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karar taraflarca süresinde temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında iş ilişkisinin başlangıç tarihi ve süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalı işyerinde 01.09.1999 tarihinden itibaren uzman doktor olarak çalıştığını ileri sürmüş, davalı işveren, işyerini dava dışı şirketten 01.07.2009 tarihinde devraldığını, bu sırada davacı ile imzaladığı iş sözleşmesinde de açıkça belirtildiği üzere davacının işyerinde 09.08.2007 tarihinden itibaren çalıştığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda davacı tanık beyanları doğrultusunda davacının 01.09.1999 tarihinden itibaren davalı işyerinde çalıştığı kabulüne göre dava konusu alacaklar hesaplanmıştır.
Davacının davalı işverene açmış olduğu işe iade davasında verilen işe iade kararının davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce yapılan incelemede karar, işe başlatmama tazminatının beş aylık ücret tutarı olarak belirlenmesinin hatalı olduğu yönünden bozulmuş ve davacının çalışma süresine göre işe başlatmama tazminatı dört aylık ücret tutarı olarak belirlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının çalışmasının Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda ortada bir hizmet tespiti davası olmadığına göre davacının işe giriş tarihinin davalı tarafın kabulü çerçevesinde, 09.08.2007 tarihi esas alınarak değerlendirilmesi dosya içeriğine uygun düşecektir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu tartışmalıdır.
Davacı hafta içi beş gün 08:00-18:00 arası, Cumartesi günleri ise 08:00-13:00 saatleri arası çalıştığı halde fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise işyerinde fazla çalışma yapılmadığını savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan 01.07.2009 tarihli iş sözleşmesinde fazla çalışmaların ücrete dahil olmadığı düzenlenmiştir. Mahkemece davacıya yaptığı fazla çalışmalara ilişkin çıplak ücretini aşar miktarda prim ödemesi yapıldığı gerekçesi ile fazla mesai talebi reddedilmiştir.
Fazla mesai konusunda davacının sabit ücret+prim usulü çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacının yaptığını ispatladığı fazla çalışma süresine ilişkin alacağı, primler katılmadan sabit ücret üzerinden hesaplanmalı ve hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.