Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/19948 E. 2014/30639 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19948
KARAR NO : 2014/30639
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Lüleburgaz İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2012/50-2013/14

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait işyerinde 14.01.2009-22.01.2011 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı H.. H..-H..Elk. Üretim ve Ticaret A.Ş. vekili; davacının müvekkilinin işçisi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı L..Güvenlik Kor. ve Eğ. Hiz. Tic. Ltd. Şti. vekili; davacının asıl işvereninin H.. H.. olduğunu, işe almada ve işten çıkarmada ve işin icrası sırasında talimat yetkisini kendisinde bulundurmakta olduğunu, husumet itirazları kabul görülmediğinde davacının iş sözleşmesinin ihale süresinin sona ermesinden sonra asıl işveren ve yeni alt işverenin davacıyı işe başlatmaması sebebiyl e sona erdiğini, bu nedenle davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının belirli süreli iş sözleşmeleri ile işverene bağlı çalıştığı, bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin belirli süreli iş sözleşmesinin unsurlarını taşıyıp taşımadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif sebeplerin varlığı gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir. Borçlar Kanunundaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur.
Yapılan işin niteliği belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için önem arzetmektedir. Belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilecektir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 430. maddesinde ilk defa yapılacak olan sözleşmelerde objektif neden öngörülmemiş oluşu, önceki özel kanun olan 4857 sayılı Kanun’un 11. maddesindeki objektif sebeplerin varlığını ortadan kaldırmaz.
Somut olayda, taraflar arasında iki ayrı dönemde imzalanan iş sözleşmeleri belirli süreli olduğu belirtilerek imzalanmış ise de; davacının, işverenin yüklenici firma olarak üstlendiği güvenlik işinde görev yaptığı anlaşılmaktadır. Davacının görevi dikkate alındığında, taraflar arasında iş sözleşmesinin belirli süreli olarak yapılmasını gerektirir, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlar bulunmamaktadır. Bu sebeple taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gerekir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, kıdem ve ihbar tazminatı istemi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.