Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1984 E. 2014/294 K. 17.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1984
KARAR NO : 2014/294
KARAR TARİHİ : 17.01.2014

MAHKEMESİ : Malatya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2012
NUMARASI : 2009/462-2012/1089

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ihbar ve kıdem tazminatları ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Davacı çalışma döneminde haftanın yedi günü çalışarak, fazla çalışma yaptığını ve ücretinin ödenmediğini iddia etmiştir. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkuku yapılmadığı görülmektedir. Davacı şahitleri vardiya usulü olmadığını, davacının her gün saat 06:00-07:00 gibi işe başladığını, akşam 20:00-21:00 gibi çıktığını, haftanın yedi günü çalıştığını; davalı şahitleri ise üçlü vardiya usulü ile çalıştıklarını beyan etmişlerdir. Ancak, davacı şahitleri, davacının çalışma şeklinden bahsetmelerine rağmen; davalı şahitleri kendi çalışma şekillerini anlatmışlardır. Davalı şahitlerinin davalıya ait otel işyerinde ne iş yaptıkları ise, beyanlarından anlaşılmamaktadır. Bu durumda, şahitlerin yeniden ifadeleri alınarak, şahitlerin kendi görevlerinin ne olduğu, davalıya ait otel işyerinde çalışan tüm işçilerin aynı çalışma düzeninde mi çalıştıkları, teknik serviste çalışan davacının çalışma şeklinin nasıl olduğu, teknik serviste davacı dışında kaç işçi bulunduğu ve şahit beyanlarındaki diğer çelişkili hususlar sorularak, çelişki giderilmeye çalışılmalı, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler yeniden değerlendirilerek, hangi şahitin beyanına ne şekilde üstünlük tanındığı belirtilerek karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.