Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/19701 E. 2014/30352 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19701
KARAR NO : 2014/30352
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ : Çorlu 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2012/131-2013/334

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette makineci olarak uzun yıllar çalıştığını, davacının ücret ve ücret türünden alacaklarının tam ve zamanında ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ikramiye alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle davacı tarafından feshedildiği, diğer taleplerine ilişkin alacakları da olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve fazla çalışmanın ispatı bağlamında fazla çalışma ücretinin hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; öncelikle bordroda fazla çalışma tahakkukları bulunmakta olup diğer yazılı delillerle bunlar örtüşmediğinden fazla çalışma süresinin hesaplanmasında bu bordrodaki dönemlerin dışlanmaması yerindedir. Ancak bordrodaki tahakkuklar ödenmiş ise bunun mahsup edilmesi gereklidir.
Diğer taraftan taleple bağlı kalınarak davacının ihtarnamesi ile dava dilekçesine göre 2008-2010 yılları arası günde 12 saat çalışma üzerinden, 2011 yılından itibaren ise haftada iki gün 8 saat, dört gün 12 saat çalışma yapıldığı kabul edilerek buna göre fazla çalışma süresi ve ücreti belirlenmelidir.
Benzer şekilde davacı fazla çalışma ücretlerinin eksik ödendiğini beyan ederek 2008-2010 yılları arasında net ücretin %50’si, 2011 yılında ise %65’i oranında fazla çalışma ücreti ödemesi olduğunu belirtmiştir. Şu halde taleple bağlı kalınarak 2008-2010 yılları arası ücretin %150’si değil %100’ü üzerinden, 2011 yılı içinde ise yine %150’si değil %85’i üzerinden hesaplama yapılması gereklidir.
Belirtilen esaslara aykırı olacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Nihayet ıslah dilekçesinde ıslah edilen tutarlar için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi istendiğinden bu tutarlar için dava tarihine göre daha önce olan ihtarname tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de yerinde olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.