Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/19657 E. 2014/29970 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19657
KARAR NO : 2014/29970
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2012/137-2013/83

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 06.08.2002-19.08.2008 tarihleri arasında davalı asıl işveren Belediye işyerinde dava dışı alt işveren şirketler nezdinde aralıksız olarak temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın işverence feshedildiğini, ancak hak ettiği tazminat ve alacaklarının ödenmediğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığından davanın husumet sebebiyle reddi gerektiğini davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili, fazla mesai yıllık ücretli izin ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; davacının 06.08.2002-19.08.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, mahkemece karara esas teşkil eden bilirkişi raporunda tanık beyanlarına göre davacının haftanın yedi günü 07:00-15:00 saatleri arasında ve ayrıca haftanın üç günü kurulan semt pazarının temizliği için üç saat çalıştığı değerlendirilerek ara dinlenmeler sonrası haftada on üç saat fazla mesai yaptığı kabulü ile fazla çalışma alacağının hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Davacının fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti talebi dikkate alınmaksızın, mükerrer ödemeye yol açacak şekilde, haftada yedi gün çalıştığı kabulü ile hesaplanmıştır. Davacı lehine ayrıca hafta tatili ücretine hükmedildiğinden, mükerrer ödemenin önüne geçilebilmesi için hafta tatili günlerinin hesaplamaya dahil edilmemesi gereklidir. Hal böyle olunca davacının fazla mesaisi, haftada altı gün çalıştığı kabulüne göre hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.