Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/19377 E. 2014/30217 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19377
KARAR NO : 2014/30217
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2010/798-2013/497

Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, izin ücreti, ikramiye ile prim alacaklarının ödetilmesine ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.10.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat H..G.. ile karşı taraf adına Avukat A..A..geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, ikramiye ve prim alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında kısmi ıslah ile yeni bir dava açılıp açılamayacağı uyuşmazlık konusudur.
Yargılama sırasında davacı, dava dilekçesini ıslah ile dava dilekçesinde talep ettiği alacak miktarlarıını artırmış ve ayrıca dava dilekçesinin talep (sonuç) kısmında isim ve miktar olarak yer almayan yüzde beş fazla ödemeleri talep etmiştir.
Mahkemece, yüzde beş fazla ödemelere ilişkin açılmış bir dava olmadığı halde, ıslah dilekçesi dikkate alınarak, yüzde beş fazla ödemelerin kısmen kabulüne karar verilmesi yanlıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 187. ve devamı maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 83. ve devamı maddelerinde) düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunu değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması imkanı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava sözkonusu olur. Öte yandan, harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. İnceleme konusu olan bu olayda, yüzde beş fazla ödemelere ilişkin ıslah dilekçenin nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verildiği ve ancak başvuru harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Dilekçenin bu haliyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulü dahi mümkün değildir.
Islah ile dava konusu olmayan bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Bu sebeple, “davacının ayrıca dava açma hakkı saklı kalmak üzere, yüzde beş fazla ödemelere ilişkin ıslah isteminin reddine” şeklinde karar verilmesi gerekirken, anılan alacakların kısmen kabulüne karar verilerek, sözkonusu ıslaha bu açıdan değer verilmesi doğru bulunmamıştır.
Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden, yüzde beş fazlalıklar yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de, ikramiye alacağı, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 14. ve Ek 1. maddelerinde sözü edilen günlük yüzde beş fazla ödeme kuralına tabi değildir. Bu durumda, davacının ikramiye alacağının yüzde beş fazlası alacağı talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi de isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.