Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1875 E. 2014/629 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1875
KARAR NO : 2014/629
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Kars 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2012
NUMARASI : 2009/144-2012/273

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, 1998 yılından itibaren 2005 şubat ayına kadar olan sürede belediye başkanlığına bağlı su depolarında çalıştığını, bekçilik hizmetinin kesintisiz 24 saat devam ettiğini belirterek müvekkilinin manevi tazminat, yıllık izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin belediye de istihdamın etkinleştirilmesi hizmette verimliliğin artırılması etkin ve rasyonel bir isdihdam politikası izlenmesi amacıyla reorganizasyon çalışmaları sırasında feshedildiğini, davacıya görev yerine yakın lojman tahsis edildiğini, personelin haftalık çalışma süresinin 45 saati geçmediğini, diğer taleplerin de yersiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, manevi tazminatı gerektirecek bir durum olmadığı değerlendirilerek, yargılama sırasında dinlenen şahit beyanlarına göre, haftada 3 saat üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek istekler hüküm altına alınmıştır.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğinden taraflar arasındaki iş sözleşmesinin fesih tarihi anlaşılamamaktadır. Fesih tarihinin netleştirilmesi, feshe bağlı alacaklar dışında diğer dava konusu alacakların hesaplanması yönünden önem arz ettiğinden, mahkemece bu durum davalıdan sorularak belirlenmeli, buna göre dava konusu alacaklar yeniden hesaplatılmalıdır.
3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille sözkonusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu alacakların yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davalı belediyeye ait su depolarında bekçilik ve arıza kontrolü işini yürüten davacının çalışma düzenine yönelik olarak işverence tutulmuş puantaj, vb. belge ya da çalışma sürelerini gösterir nöbet çizelgeleri sunulmamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yargılama sırasında dinlenen davacı şahitlerinin beyanlarına itibar edilerek, günde 3 saat ve haftada toplam 18 saat fazla çalıştığı kabul edilerek alacak hesabı gerçekleştirilmiştir. Söz konusu şahit beyanları incelendiğinde, bu şahitlerden bir tanesinin davacının annesi, bir tanesinin ise akrabası olduğu, diğer iki şahidin 2001 ve 2002 yıllarında emekli olarak işyerinden ayrıldığı, diğer şahidin beyanına göre ise 2003 yılında su depolarına otomatik şartellerin takıldığı anlaşılmaktadır. Belirtilen şahit beyanlarında müphem olan kısımların dışında, davacı işçinin çalışma düzenine göre haftalık fazla çalışma süresinin 3 saat olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön gözetilerek ve depolara otomatik şartellerin takıldığı tarih de dikkate alınmak üzere yeniden bilirkişi raporu düzenletilerek fazla mesai ücreti alacağı hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporuna dayalı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Hafta tatili ücretinde bordrolarda tahakkuk bulunan dönemlerin dışlanması ile hesaplama yapılması gerekirken, hükme alınan bilirkişi raporunda tüm dönem için hesaplama yapılması ve ödenen miktarların düşümü yoluna gidilmesi de bir başka bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.