Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/18693 E. 2014/29605 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18693
KARAR NO : 2014/29605
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2011/303-2013/222
DAVACI : H.. K.. ADINA VEKİLİ AVUKAT MURAT PALA

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile kötüniyet tazminatı ve ücret alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, taraf teşkilinin sağlanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddianın ileri sürülmesi, savunmanın yapılabilmesi ile delillerin eksiksiz olarak toplanılıp tartışılabilmesi öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Hasımsız davalar hariç olmak üzere dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan, davaya bakılamaz, yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/21-866 E- 2011/752 K sayılı kararında;” …… 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Tüzüğü’nün 17. ve 18. maddelerinde tüzel kişilere tebligatın yapılma usulü açıklanmış; Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2007 gün ve 2007/12-200 E. 2007/187 K., 30.12.2009 gün ve 2009/12-563 E. 2009/600 K. ile 13.05.2009 gün ve 2009/12-184 E. 2009/187 K. sayılı ilamlarında da aynı husus vurgulanmıştır.
Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir sebeple tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da imkanlı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması kanuni zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun sebeplerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekir.
Dosya içeriğine göre, davalı şirkete meşruhatları içeren duruşma gün saat bildirir dava dilekçesi ekli tebligatın O.. D.. adlı işyeri çalışanına tebliğ edildiği yazılıdır. Davalı taraf O.. D.. adında çalışan işçileri bulunmadığını savunmuştur. Dosyaya sunulan sigorta kayıtlarına göre tebliğ alan kişinin davalı işçileri arasında yer almadığı, davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ yapılmadığı ve savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.
Bu sebeple, davalıya Anayasa’nın 36. maddesinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için dava dilekçesi ekli duruşma gün saat bildirir davetiye, bilirkişi raporu , ıslah dilekçesi davetiyenin Tebligat Kanunu ve ilgili tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmesi zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.