Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1850 E. 2014/4254 K. 28.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1850
KARAR NO : 2014/4254
KARAR TARİHİ : 28.02.2014

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2011/206-2012/394

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediği nedeniyle iş sözleşmesini davacının haklı olarak feshettiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, hafta tatili ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığım, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, hafta tatillerinde çalışmadığını, yıllık izinlerini kullandığını, resmi ve dini tatillerde çalışmadığını, fazla çalışma yapmadığını, yaptığmdada ücretlerinin ödendiğini belirterek davanın reddini talep etmiş, 13.12.2011 tarihli celsede zaman aşımı itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, davacının davalı şirkete ait işyerinde 01.09.2004-01.08.2011 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesini bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davacı işçi tarafından haklı olarak feshedildiği, kıdem tazminatına hak kazandığı, fazla mesai yaptığı, yıllık izin ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında işçilik alacaklarının ıslah dilekçesi ile talep edilen kısmının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkar olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
4857 sayılı İş Kanunu’ndan daha önce yürürlükte bulunan 1475 sayılı Kanunda ücret alacaklarıyla ilgi olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı Kanun’un 32/8. maddesinde işçi ücretinin 5 yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacaklarının, Borçlar Kanununun 126/1. maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımına tabi olacağı tartışmasız öğreti ve uygulama tarafından kabul edilmiştir. İşverence işçiye fazladan ödenen ücret ve ücret eklerinin geri alınmasında da uyuşmazlığın temelinde sözleşme ilişkisi olmakla zamanaşımı süresi 5 yıl olarak uygulanmalıdır.
Kısmi bir dava açılması halinde alacağın yalnız o kısım için zamanaşımı kesilir. Dava dışı kalan bölümü hakkında, zamanaşımı işlemeye devam eder.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesinde iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Bu nedenle zamanaşımı def’i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı def’i de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder.
Somut olayda, davacının 15.10.2012 tarihinde taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırarak ıslah ettiği, davalının ıslah dilekçesine karşı süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ıslah dilekçesine karşı yapılan zamanaşımı itirazının değerlendirilmediği anlaşılmış olup, davalının ıslah dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak, fazla çalışma ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının yeniden hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.