Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/18481 E. 2014/29750 K. 31.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18481
KARAR NO : 2014/29750
KARAR TARİHİ : 31.10.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2009/516-2013/19

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 01.04.1988-01.02.2009 tarihleri arasında aralıksız olarak davalı şirkette tır şoförü olarak çalıştığını, asgari ücret+prim sistemi ile çalıştığını, aylık ortalama iki sefer yaptığını, sefer başına 500 Euro verildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı şirketin ticari faaliyetlerini durdurması ve araçlarını kızağa çekmesi nedeniyle haksız olarak feshedildiğini, kıdem tazminatı olarak 6000 TL ödendiğini, dini ve milli bayramlarda ara vermeksizin çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını, asgari ücret tutarı maaşlarının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 19. 03. 1994 yılında çalışmaya başladığını, 17.12.2007 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek işten çıktığını, 23.01.2008 tarihinde tekrar işe başladığını ve 01.02.2009 tarihinde kendi isteği ile işyerinden ayrıldığını, ilk dönem çalışması için kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini, ikinci dönem çalışmasını kendisinin sona erdirdiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının asgari ücret ile çalıştığını, mutabakat protokollerine göre de asgari ücretle çalıştığının sabit olduğunu, sefer primi ödemesinin yapılmadığını, ücret alacağının bulunmadığını, tüm yıllık izinlerini kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen Kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı taraf kıdem ve ihbar tazminatı olarak davalı tarafından 6.000,00 TL ödendiğini beyan etmiş, mahkemece bu tutar kıdem ve ihbar tazminatından mahsup edilerek bakiye kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiştir. Dosyada davacının imzasını taşıyan kıdem ve ihbar tazminatı bordroları bulunmaktadır. Mahkemece bu tazminat bordrolarında yazılı miktarlar yasal faizi ile birlikte mahsup edilmeden kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının yıllık izin ve ücret alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının tüm hizmet süresine göre yıllık izin alacağı hesaplanmıştır. Davalı tarafın bilirkişi raporundan sonra dosyaya sunduğu davacının imzasını taşıyan yıllık izin defteri ve mutabakat protokellerinin değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davalı tarafın sunduğu davacı imzası taşıyan yıllık izin defteri ve mutabakat protokolleri değerlendirilerek yıllık izin alacağı konusunda karar verilmesi gereklidir.
Ücret alacağı bakımdan davacı taraf tüm hizmet süresi boyunca asgari ücret tutarı ücretinin ödenmediğini beyan etmiştir. Davalı taraf ise davacının hakettiği tüm ücretlerin ödendiğini belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımı define göre tüm hizmet süresi bakımından ücret alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece davalı tarafça rapordan sonra sunulan ve davacının imzası bulunan ücret bordrolarının dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davalı tarafın sunduğu imzalı ücret bordrolarının değerlendirilmesi ve buna göre ücret alacağı bakımından karar verilmesi gereklidir.
Diğer taraftan, dava mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde açılmıştır. Davalı vekili, cevap dilekçesinde “tüm yasal deliller” ifadesiyle yemin deliline de dayanmış olup, mahkemece davalı tarafa, yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmamıştır. Anılan nedenle, davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 225 ve devamı maddeleri uyarınca işlem yapılması, neticeten tüm delillerin birlikte değerlendirilerek yıllık izin ücreti ve ücret alacağı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hukuki dinlenilme hakkına aykırı şekilde yapılan yargılama sonucunda karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 31.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.