Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/1847 E. 2014/1706 K. 07.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1847
KARAR NO : 2014/1706
KARAR TARİHİ : 07.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2011/940-2012/665

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; davacının davalıya ait işyerinde 01.11.2008-31.12.2010 tarihleri arasında iş geliştirme müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini, fesih sebebi ile onur ve mesleki itibarının zarar gördüğünü ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, davalı şirket için yapılan masraf ve manevi tazminat alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili; davacının 12.12.2008-22.12.2010 tarihleri arasında iş geliştirme sorumlusu olarak çalıştığını, iş akdinin davalı şirketçe kıdem ve ihbar tazminatı ödenecek şekilde sonlandırıldığını, ancak davacının kıdem ve ihbar tazminatı almadığını, ücretinin brüt 1.000,00 TL olduğunu, maaş alacağı olmadığını, işsizlik maaşı almasına engel durumun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatı gerektirir şekilde sona erdiği yönünde ihtilaf bulunmadığından davacının bilirkişi raporu ile tespit edilen hizmet süresi ve ücret üzerinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ücret, yıllık izin ücreti ve masraf alacağı olduğu, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Taraflar arasında, davacının ücret alacağı olup olmadığı ile manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine; dönemlere uyularak ödenmelidir. 4857 sayılı İş Kanununun 32. maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323. maddesinin 2. fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Somut olayda, mahkemece, davacının 2.500,00 TL net, 3.492.10 TL brüt, ücretle çalıştığı kabul edilmesine rağmen, ücret alacağının hesabında aylık ücretin 2.500,00 TL net yerine, 2.700,00 TL net olduğunun kabul edilmesi ve ücret alacağının buna göre belirlenmesi hatalıdır. Ayrıca, Aralık ayı için 22 günlük ücret alacağı hesabı yapılması gerekirken ayın tümü için hesaplama yapılması doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacının manevi tazminat talebi reddedilmesine rağmen, davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.