Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/18408 E. 2014/30045 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18408
KARAR NO : 2014/30045
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2013
NUMARASI : 2011/249-2013/103

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren işyerinde 740,00 TL net ücretle çalıştığını ve el ilanı dağıtımından geri dönmemekle itham edilerek iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının asgari ücretle çalıştığını ve yıllık izin sonrası işe başlaması gereken 12.04.2011 tarihinde habersiz ve izinsiz olarak işe gelmediğini, davacının 13.04.2011 ve 14.4.2011 tarihlerinde de işe gelmemesi sebebiyle tutanak tutulduğunu ve iş sözleşmesinin devamsızlık haklı sebebine dayanılarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı temyizi yönünden; davacının iş sözleşmesinin işverence haklı sebeple feshedilip feshedilmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı el ilanı dağıtımından geri dönmemekle itham edilerek iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerken; davalı, davacının yıllık izin sonrası işe başlaması gereken 12.04.2011 tarihinde habersiz ve izinsiz olarak işe gelmediğini, 13.04.2011 ve 14.4.2011 tarihlerinde de işe gelmemesi sebebiyle tutanak tutulduğunu ve iş sözleşmesinin devamsızlık haklı sebebine dayanılarak feshedildiğini savunmuştur. Davacı şahitlerinin feshe ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunmamaktadır ve duyuma dayalı bilgilerini aktarmışlardır. Davalı şahidi ise davalı savunmasını teyit eder şekilde beyanda bulunmuşlardır. Dosyadaki yıllık izin talep dilekçesinden de davacının 04.04.2011-11.04.2011 tarihleri arasında izinli olduğu anlaşılmaktadır. Davalı fesihte devamsızlığa dayanmış olup, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia eden davacı işçi bu iddiasını ispatlayamamıştır. Davacının anılan tarihlerde devamsızlık yaptığı ve feshin haklı sebebe dayandığı sabit olup, davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı temyizi yönünden; taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanun’unda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçiler o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda şahit beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı, ayrıca davacının çalıştığı işyerinin faaliyet gösterdiği alanda uzman bir bilirkişiden de görüş alınarak davacının fesih tarihindeki gerçek ücreti saptanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; feshin kesinleştiği tarih itibariyle işçinin ücreti ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ile belirlendikten sonra, sonucuna göre kabul edilen alacaklar hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı temyizi yönünden; davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacının fazla çalışma talebi tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftada üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Dosyadaki delil durumu, şahit anlatımları, davacının yaptığı iş ve çalıştığı işyeri birlikte değerlendirildiğinde davacının; haftanın üç günü 09:00- 18:00 saatleri arasında, diğer üç günü ise 12:00-22:00 saatleri arasında çalıştığının ve haftada altı saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Davacının fazla çalışma alacağı haftada altı saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.