YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17683
KARAR NO : 2014/28323
KARAR TARİHİ : 20.10.2014
MAHKEMESİ : Denizli 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2011/667-2013/236
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 01.10.2000-30.05.2011 tarihleri arasında davalı şirkete ait olan işyerinde şoför, montaj, temizlik, müşteri temsilciliği gibi her türlü işi yaptığını, fazla mesaisinin ve ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyanla kendisine ödenmeyen kıdem tazminatı, ücret, genel tatil, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 09.08.2002 tarihinden 30.05.2011 tarihine kadar davalı işyerinde çalıştığını, davacının bu tarihten itibaren izinsiz ve mazeretsiz olarak işyerine gelmediğini, davacının iş sözleşmesinin devamsızlığı üzerine haklı sebeple feshedildiğini ayrıca davacının talep ettiği diğer fazla çalışma alacağının mevcut olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının kıdem tazminatı, ücret, fazla mesai, yıllık ücretli izin ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.
Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesai olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla mesainin yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir.
Dosya içeriğinden davacı işçinin, 09.08.2002-30.05.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, mahkemece hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda fazla mesai ücretlerine ilişkin hesaplamaların dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında haftanın altı günü 09:00-20:00 saatleri arasında günde onbir saat çalıştığı, bir buçuk saat ara dinlenmesinden yararlandığı kabul edilerek günde dokuz buçuk saat çalışarak haftada on iki saat fazla çalışma yaptığı, bu aylar dışındaki dönemde ise haftanın altı gününde 08:00-18:00 saatleri arasında günde on saat çalıştığı, bir saat ara dinlenmesinden yararlandığı kabul edilerek günde dokuz saat çalışarak haftada dokuz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir.
Fazla mesainin ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtlarının bulunmadığı, davacının fazla mesaisinin şahit beyanlarına göre tespit edildiği anlaşılmış olup, dosya kapsamında dinlenen şahit beyanlarından, davacı şahidi M.. İ.. dışındaki şahit ifadelerinin davacının hesaplamaya esas alınan çalışma düzenini ispatlar nitelikte olmadığı, bu sebeple davacı şahidi M.. İ..’ın işyerini açtığını beyan ettiği 17.09.2010 tarihinden önceki dönem için davacının fazla mesaisini delillendiremediği, 08.11.2007-17.09.2010 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olarak hesaplanan fazla mesai ücretlerinin reddine karar verilmesi gerekirken davacının ispat edemediği bu döneme dair fazla çalışmalarının kabulü hatalı olmuştur.
Kabule göre de mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def’i değerlendirilirken davacının dava dilekçesi ile talep ettiği kısmın zamanaşımına uğramadığı hususu dikkate alınmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.