Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17640 E. 2014/27526 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17640
KARAR NO : 2014/27526
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2013
NUMARASI : 2011/444-2013/203

Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, asıl işveren olan davalı H.. A.. ait işyerinde alt işveren olan diğer davalı şirkete bağlı olarak çalıştığını iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı H.. A.. vekili, müvekkili şirket ile diğer davalı şirket ile aralarında istisna sözleşmesi imzalanmış olması sebebi ile, müvekkili şirketin asıl işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacağını savunmuştur.
Davalı M.. İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacı ile müvekkili şirket arasındaki iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdiğini, davacının hak kazandığı tüm işçilik alacakların ödendiği hususunun ibraname ile sabit olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir .
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davacının fazla mesai ve hafta tatilinde çalışma iddiasını şahit beyanları ile ispatladığı, yıllık izinlerinin kullandırıldığı veya ücretlerinin ödendiğini gösterir nitelikte delil ibraz edilmediği ve, aralarında asıl işveren- alt işverenlik ilişkisi bulunan davalıların işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı, davalılar M.. İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. ve H.. A.. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2-Taraflar arasında düzenlenen ibranamelerin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Miktar içeren ibra sözleşmeleri ile alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde. Dairemizin yerlemiş içtihatlarında yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir .
Somut uyuşmazlıkta; davalı M.. İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. tarafından dosya içerisine 05.05.2008, 26.05.2009 ve 05.03.2010 tarihli üç adet ibraname ibraz edilmiştir 05.05.2008 tarihli ibranamenin incelenmesinde, her ne kadar ibranamenin alt kısmında 903,64 TL kıdem tazminatı, 478,60 TL ihbar tazminatı ve 612,30 TL ulusal bayram genel tatil ücreti olarak ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de, bu miktarlar davacı işçinin imzasının altına el yazısı ile yazılmış olup sonradan eklenmesi mümkün şekilde düzenlenmiştir. Ödendiği ileri sürülen miktarların altında davacının imzası bulunmamaktadır. Bu sebeple ilgili ibranamenin geçersiz kabul edilmesinde isabetsizlik yoktur.
Ancak 26.05.2009 tarihli ibranamede, 280,00 TL yıllık izin, 524,26 TL ihbar tazminatı ve 488,40 TL ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiğinin belirtildiği, 05.03.2010 tarihli ibranamede ise, 573,85 TL ihbar tazminatı ve 492,18 TL ödendiği yönünde ibare bulunduğu görülmektedir. Davacı tarafından bu ibranamelerin miktarlar imzanın üzerinden kalacak şekilde ve itirazi kayıtsız imzalandığı görülmektedir. Bu durumda 26.05.2009 ve 05.03.2010 tarihli ibranamelerin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmek sureti ile ilgili miktarların hak kazanılacak işçilik alacaklarından mahsubu gerekirken bu hususun dikkate alınmaması isabetsizdir .
3-Taraflar arasında, davanın reddine karar verilen miktar için davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2013 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. maddesinin; (1) bendinde tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla.) tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2). bendinde ise şu kadar ki asıl alacak miktarı 3.666,66 TL’ye kadar olan davalarda avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen maktu ücrettir. Ancak bu ücret asıl alacağı geçemez .” yönünde düzenleme bulunmaktadır .
Somut olayda, dava kısmen kabul , kısmen red ile sonuçlanmış olup, reddine karar verilen ikramiye ve çocuk yardımı talebi toplam 200,00 TL dir. Bu durumda hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalılar lehine 200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 24,00 TL ‘ye hükmedilmiş olması hatalı olup bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir .
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.