Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17628 E. 2014/29790 K. 31.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17628
KARAR NO : 2014/29790
KARAR TARİHİ : 31.10.2014

MAHKEMESİ : Kula Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2009/219-2013/95

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifte şoför olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiği ve diğer taleplerine ilişkin alacaklarının da olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya kapsamında ibraname bulunmaktadır. Davacı tarafından imza itirazına uğramayan ve iş ilişkisi sona erdikten sonra alındığı anlaşılan ibranamede fazla çalışma ve hafta tatili ücretleri yönünden savunma ile çelişki olduğundan bu talepler yönünden ibraname hüküm ifade etmeyecektir. Ancak ibraname yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı açısından miktar içermektedir.
Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmesi durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin kısmi, ibra belgesinin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Bu itibarla bu ödemelerin mahsubu gerekirken bunun yapılmaması isabetsizdir.
3-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği kabul edilmelidir.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, davacının yaptığı iş esas itibariyle süt toplamaktır. Bunun yanında bunun tanka yüklenmesi ve temizlik işlerini de yapmaktadır. Davacı tanıklarının beyanları işin niteliğine uygun düşmediği gibi bir kısım davacı tanıklarının davalıyla ceza davası olduğu görülmektedir. Diğer taraftan davalı tanıklarının beyanları kolluk araştırması ile doğrulanmış olup davacının çalışması fazla çalışmayı gerektirmeyecek şekildedir. Şu halde davacının fazla çalıştığını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Davacının fazla çalışma talebinin reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınması hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.