Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17493 E. 2014/27638 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17493
KARAR NO : 2014/27638
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2012/290-2013/164

Hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı işveren, davacının, ihale sözleşmesi gereğince Yenişehir Adliyesinde temizlik işçisi olarak çalıştırıldığını, ihaleyi yeni alan firmada çalışmak istemesi üzerine istifa ederek iş sözleşmesini sonlandırdığını, işyerinde fazla çalışma yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı işveren temyiz etmiştir.
Taraflar arasında, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshedilip feshedilmediği, işyeri devri bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla feshe bağlı haklar olan kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığı noktasındadır.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerekmektedir. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılırlar. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren
tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz.
Somut olayda, davacı işçi, davalı işveren bünyesinde Yenişehir Adliyesi’nde temizlik işçisi olarak çalışmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı işçinin istifa etmediği sabittir. Davalı işverence ise, iş sözleşmesinin feshedilmediği savunulmaktadır. Şüpheli olan husus, davacının, yeni dönem ihale yüklenicisi firmada çalışmaya devam edip etmediğidir. Hizmet döküm cetvelinin incelenmesinden, davacının 29.02.2012 tarihinde davalıya ait işyerinden çıkışının bildirildiği, 01.03.2012 tarihinde ise “1205429” tescil numaralı işyerinde işe girişinin bildirildiği anlaşılmaktadır. “1205429” tescil numaralı işyerinin, hangi işverene ait olduğu ve bu işverenin yeni dönem hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi olup olmadığı hakkında mahkemece bir araştırma yapılmamıştır. Anılan sebeple, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan “1205429” tescil numaraları işyerinin ayrıntılı tescil bilgileri ( varsa asıl işveren-altişveren veya ihale makamı bilgileriyle birlikte) celp edilmeli; ilgili makamdan davalıdan sonraki temizlik işleri ihale yüklenicisi olan firma/şahıs bilgileri sorularak, hizmet alım sözleşmesi ve ekleri istenilmelidir. Yapılacak araştırma sonrasında, davacının işyeri devri hükümleri uyarınca çalışmaya devam etmediği belirlenmeli ve neticeye göre feshe bağlı haklar olan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından bir karar verilmelidir.
Taraflar arasında çözümlenmesi gereken bir diğer uyuşmazlık ise, davacının fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır.
Mahkemece, davacının hafta içi beş gün 08:00-19:00 saatleri arasında, bir saat ara dinlenmeyle çalıştığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, işyerinin adliye olduğu dikkate alınarak, işin ve işyerinin özellikleriyle birlikte, dinlenen şahitlerin anlatımları bir arada değerlendirildiğinde, davacının hafta içi beş gün 08:00-17:30 saatleri arasında çalıştığının kabulü dosya kapsamına uygun düşecektir. Bu sebeple, mahkemenin çalışmanın hafta içi beş gün 19:00’a kadar sürdüğüne yönelik kabulü isabetli olmamıştır. Çalışmanın, hafta içi beş gün 08:00-17:30 saatleri arasında sürdüğü nazara alındığında ise, ara dinlenme süresinin düşümü sonrasında, haftalık çalışma süresi kırkbeş saati aşmamaktadır. Durum bu olmakla birlikte, dava dilekçesi ekinde, suret halinde, 26.12.2011 tarihli “tahakkuk evrakı teslim listesi” başlıklı, yazı işleri müdürü imzalı bir belge sunulmuştur. Söz konusu belge içeriğindeki listenin ikinci sırasında, “fazla mesai-2.812,50 TL” tahakkuk açıklamasına yer verilmiş; belge ekinde tahakkuk evrakının bulunduğu bilgisi yazılmıştır. Davacı taraf, söz konusu belgenin, adliyenin yetkili birimlerince davalı işverene ödenen fazla çalışma meblağına ilişkin olduğunu iddia etmektedir. Belgenin aslına uygun olup olmadığı, fazla çalışma tahakkukunun davalı işverenle ilgisinin bulunup bulunmadığı, ilgisi varsa hangi dönemi kapsadığı, tahakkuk dayanağı belgelerin neler olduğu hususlarında dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamaktadır. Anılan sebeple, bahsi geçen belge üzerinde durulmalı ve belirtili yönlerden araştırma yapılarak tüm bilgi ve belgeler dosyaya celp edilmelidir. Tahakkuk bilgisinin, davalı işverenle ilgisinin bulunduğunun belirlenmesi halinde ise, tahakkukun ilgili olduğu dönemde çalışan işçi sayısı, söz konusu tahakkuk sebebiyle altişveren işçilerine ödeme yapılıp yapılmadığı hususları da ayrıca araştırılarak, söz konusu belge sebebiyle davacıya fazla çalışma ücreti ödenmesinin gerekip gerekmediği, gerekiyorsa miktarı hususları değerlendirilmeli ve bir sonuca gidilmelidir.
Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.