Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17439 E. 2014/28707 K. 22.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17439
KARAR NO : 2014/28707
KARAR TARİHİ : 22.10.2014

MAHKEMESİ : Kütahya İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2013/74-2013/127

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı belediyede uzun yıllar işçi olarak çalıştığını, emekli olduğunu, işçilik alacaklarına dair daha önce dava açtıklarını, bu davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, şimdi fazla kısım için bu davayı açtıklarını iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, kısmi davada davacının davasını ıslah etmeyeceğini bildirdiği, bozmadan sonra da ıslahın mümkün olduğu, ilk kararda davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmadığı gerekçesiyle davacın davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut olayda davacı tarafından fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak işçilik alçakları için kısmi dava açıldığı, mahkemece önce husumet yokluğundan davanın reddedildiği, kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından olayda asıl-alt işverenlik ilişkisi olduğu ve davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra mahkemece bozmaya uyulduğu ve davacı tarafından bilirkişi raporlarındaki rakamlara göre davanın ıslahı için süre talep edildiği, mahkemece iki haftalık süre verildiği, davacının ise bozmadan sonra ıslah olmayacağı değerlendirmesi ile davanın ıslah edilmediği ve mahkemece dava edilen tutarın hüküm altına alındığı, fazla ilişkin kısmın saklı tutulduğuna dair bir ifadeye de yer verilmediği, söz konusu kararın da yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından onandığı görülmektedir.
Buradaki ek davanın konusu mahkemece hüküm altına alınmayan diğer kısımdır. Davacının kısmi davada bozmadan sonra ıslah olmayacağı düşüncesiyle davayı ıslah etmeyeceklerini bildirmesi ıslah niteliği veya kalan kısmından feragat özelliği taşımamaktadır. Bu sebeple kısmi davada talep edilmeyen kısmın ek davayla talep edilebilmesi mümkün olup, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.