Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17302 E. 2014/27213 K. 13.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17302
KARAR NO : 2014/27213
KARAR TARİHİ : 13.10.2014

MAHKEMESİ : Edirne İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2013
NUMARASI : 2011/491-2013/161

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, taşeron firmaların baskılarına dayanamadığını, emekli olup çalışmaya devam ettiği halde kıdem tazminatı ödenmediğini ve taşeronlarca zorla belgeler imzalatılmaya çalışıldığını ve bu sebeplerle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davalı temyizi yönünden; miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar, karar tarihi itibari ile 1.890,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından; davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Davacı temyizi yönünden; davacı işçinin iş sözleşmesinin kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona verip vermediği hususu taraflar arasında uyuşmalık konusudur.
Somut olayda; davalı işveren işyerinde 25.06.1998-04.05.2011 tarihleri arasında hasta bakıcı olarak çalışmış olan davacının 30.01.2009 tarihinde emeklilik için tahsis talebinde bulunduğu ve emekli olduktan sonra da kesintisiz olarak aynı işyerinde çalışmasını sürdürdüğü; 04.05.2011 tarihinde ise taşeron firmaların baskılarına dayanamadığını, emekli olup çalışmaya devam ettiği halde kıdem tazminatı ödenmediğini ve taşeronlarca zorla belgeler imzalatılmaya çalışıldığını ve bu sebeplerle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini belirttiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; davacının el yazısı ile yazıp işverene verdiği “bazı özel sebeplerimden dolayı bakıcı olarak çalıştığım işyerinizden kendi isteğimle ayrılıyorum” şeklindeki istifa dilekçesinin baskı altında alındığı ispatlanamadığından işçi feshinin haksız olduğu ve kıdem tazminatına hak kazanamayacağı gerekçesi ile kıdem tazminatı talebi reddedilmişse de; emekli olduğu tarihe kadar olan dönem yönünden de ret kararı verilmesi isabetli olmamıştır. Davacının kıdem tazminatı emekli olduğu tarihe kadar olan çalışma dönemi için hesaplanıp hüküm altına alınmalı; emeklilik sonrası dönem çalışmasının ise, davacının haklı bir sebep olmadan işyerinden ayrılması ile son bulduğu anlaşıldığından, bu dönem yönünden kıdem tazminatı talebi şimdiki gibi reddedilmelidir. Mahkemece davacının emekli olduğu tarihe kadar olan dönem için kıdem tazminatı alacağının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, kıdem tazminatının tamamen reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.