Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17238 E. 2014/27524 K. 14.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17238
KARAR NO : 2014/27524
KARAR TARİHİ : 14.10.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2011/532-2013/288

Hüküm süresi içinde davalı avukatı ve ihbar olunan tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, asıl işveren olan Esenyurt Belediyesine ait iş yerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak 01.01.2008 – 07.01.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacakları istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, müvekkili şirketin Esenyurt Belediyesi temizlik işlerini hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde üstlendiğini, ihale süresinin sona ermesinden sonra davacının yeni alt işverene bağlı olarak Esenyurt Belediyesine ait iş yerinde çalışmaya devam ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı A.. Tur. Sey. İnş. Tic. A. Ş. vekili ve ihbar olunun E.. B.. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-İhbar olunun asıl işveren E.. B.. davaya müdahale talebinde bulunmamış ve müdahil sıfatı ile davada yer almamıştır. İhbar olunan hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamaktadır ve aleyhine de hüküm kurulmamıştır. Bu sebeple ihbar olunanın temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı A.. A..’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
3-Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, değişen alt işverenler arasındaki hukukî ilişkinin tespiti ve bunun işçinin işçilik haklarına etkileri konusunda toplanmaktadır.
İş yerinin tamamının veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devri iş yeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde, iş yerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü iş yerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında iş yeri devri niteliğindedir.
Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkân dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde iş yerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde, sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işveren geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir iş yerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir.
Alt işverenin asıl işverenle imzaladığı çalışma süresinin sonunda veya süresinden önce alt işverenin, ilişkinin sonlandırılması sebebine dayalı olarak tüm işçilerine başka işyeri göstererek işyerinden ayrılması, ardından işin asıl işveren tarafından başka bir alt işverene verilmesi örneğinde alt işverenler arasında hukukî bir ilişki bulunmamaktadır. Hukukî ilişki, alt işverenler ile asıl işveren arasında gerçekleştiğinden belirtilen durum alt işverenler arasında işyeri devri olarak değerlendirilemez. Bu durumda işçinin feshe bağlı işçilik alacaklarına hak kazandığının kabulü gerekir.
Somut olayda davacının davalı alt işverene bağlı çalışma süresinin 07.01.2010 tarihinde son bulduğu, 08.01.2010 tarihinde aynı işyerinde faaliyet gösteren dava dışı yeni alt işverene bağlı olarak çalışmaya devam ettiği, hizmet cetveli ve davacı şahit anlatımları ile sabittir.
Davacıya 07.01.2010 tarihi veya öncesinde yapılmış yazılı veya sözlü bir fesih bildirimi bulunmamaktadır. Bu sebeple alt işverenler arasında işlerin devrinin gerçekleştiği ve davacının iş sözleşmesinin feshedilmediği kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda, davacının feshe bağlı işçilik alacaklarını talep edemeyeceği anlaşıldığından, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücret alacağı yönünden davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.