Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/17194 E. 2014/29951 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/17194
KARAR NO : 2014/29951
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2013
NUMARASI : 2011/1125-2013/110

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendika ile Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan toplu iş sözleşmesine göre sendika aidat bedellerinin davalı Bakanlık tarafından ödenmesi gerektiğini, ancak sendika hesabına yatırılması gereken bedellerin başka sendikaların hesaplarına yatırıldığını, bu nedenle ödenmeyen aidat bedellerinin tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve alacak likit olduğundan %40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yetki, husumet ve zamanaşımı itirazlarını ileri sürmüş, esasa ilişkin olarak da sendikanın alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin devamına ve kabul edilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
2821 sayılı Kanun’un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, inkar tazminatının, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz eden ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğunu belirtmek gerekir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin ikinci fıkrası gereğince icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun, takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının itirazın iptali için dava açarak haklı çıkması gerekmektedir. Ayrıca, alacağın likit ve belirli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu, kendisince ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, davacı sendika tarafından ödenmeyen aidat alacağı bedellerinin ve işlemiş faiz tutarının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış ve davalının itirazı üzerine duran takip yönünden, itirazın iptali talep edilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ile belirlenen asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, somut durumda, alacak yargılamayı gerektirdiği gibi, alacak tutarının da likit ve muayyen nitelikte bulunmadığı tartışmasızdır. Bu itibarla, mahkemece, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 03.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.