Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/16986 E. 2014/26988 K. 02.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16986
KARAR NO : 2014/26988
KARAR TARİHİ : 02.10.2014

MAHKEMESİ : İzmir 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2013/37-2013/203

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıya ait işyerinde iş sözleşmesiyle çalıştığı sürelerde kullandırılmayan yıllık izin ücreti ile ödenmedğini iddia ettiği kıdem tazminatının tahsili istemiştir.
Davalı işveren, davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını bu sebeple yıllık izin hakkının doğmayacağını savunmuştur.
Mahkemece kıdem tazminatı isteğinin kabulüne yıllık izin isteği açısından çalışmanın mevsimlik olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun’un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Somut olayda davacı kesinleşen hizmet tespiti davası ile Kuruma bildirilmeyen bir kısım hizmetlerinin tespitini sağlamıştır. Hizmet tespiti konusundaki karar ve buna dayanak bilirkişi raporu incelenerek davacının her yıl ne kadar süre çalıştığının belirlenmesi gerekir. Davacı işçinin davalı işyerinde geçen çalışmalarında yılda onbir ayın üstünde çalıştığı süreler bakımından işçinin dinlenme hakkının varlığının kabulü gerekmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. (HGK3.11.2011 tarihli 2011/9-596 esas 2011/8725 karar)
O halde davacının her yıl ne kadar çalıştığı tespit edildikten sonra onbir ay ve üzerindeki çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından yıllık izin hakkının doğduğu, onbir ayın altındaki çalışmaların geçtiği yıllar açısından ise yıllık izin hakkının bulunmadığı dikkate alınarak izin alacaklarının hesaplanması gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.10.2014 oybirliğiyle karar verildi.