Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/16632 E. 2014/24516 K. 18.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16632
KARAR NO : 2014/24516
KARAR TARİHİ : 18.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2013/228-2013/53

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından hiçbir gerekçe olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin, genel tatil ve fazla çalışma ücretleri alacaklarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin olumsuz tutum ve davranışlar sergilemesi, bıçak ile arkadaşının üzerine yürümesi sebepleri ile feshedildiğini, yasal çalışma süreleri üzerinde bir çalışmasının olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iddia ettiği gibi bir olayın işyerinde bulunan davalı tanıkları tarafından bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla davacının iş sözleşmesinin feshinin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshedildiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla mesai ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu tartışmalıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı piyasada tütün mamüllerini dağıtma işi yapmakta olup, işi gereği iddia ettiği gibi 7.00-22.00 saatleri arasında çalışmasının mümkün olamayacağı gibi tanıklarca da bu iddia doğrulanmamıştır. İşyerinde çalışma saatlerini gösteren yazılı belgeler de dosyaya ibraz edilmemiştir. Nitekim, dosya içeriğine ve tanık beyanlarına göre davacının ortalama haftanın altı günü 07.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hesaplamanın buna göre yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.