Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/16591 E. 2014/30817 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16591
KARAR NO : 2014/30817
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2010/1121-2012/1203

Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 04.05.2009-17.05.2010 tarihleri arasında davalı işverenlikler nezdinde yurtiçi tır şoförü olarak çalıştığını, her ne kadar müvekkilinin sigortasının P… şirketi tarafından ödendiği görülmekte ise de esasen müvekkilinin R.. şirketi bünyesinde çalıştığını, bu şirkete ait araçlarda görev aldığını ve yine şirket yetkilileri tarafından sevk ve idare olduğunu, müvekkilinin çalışmış olduğu süre boyunca aşırı yük tonajlı araçlar sebebiyle ücretinde mazot kesintisi tahakkuk ettirildiğini, işe girişte % 35 oranında yakıt oranının bilgisi ve rızası dışında % 32’ye indirilmesi karşısında işverenliğe bu tek taraflı değişikliği kabul etmediğini bildirmesi üzerine iş sözleşmesinin sona erdirildiğini bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili R..şirketinin birçok taşıma işleminin ihalesini aldığını, bu işin ifası için başka şirketlerle istisna sözleşmesi imzaladığını, işçilerin sevk ve idaresini P… şirketinin üstlendiğini, davacının hukuka aykırı tutumları ve uhdesinde bulunan takografları iade etmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak fesih edildiğin belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekili temyiz etmiştir.
Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan Anayasal ve kanuni düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca kanuni unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut olayda, mahkemece bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirme ve hesaplamalar referans gösterilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret ve yıllık izin ücreti talepleri kabul edilirken fazla çalışma ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücretleri talepleri reddedilmiştir. Bununla beraber özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın yoğunlaştığı fesih olgusu ve husumet konusunda mahkeme kararı gerekçe ihtiva etmediği gibi mahkemece referans gösterilen ve benimsendiği ifade edilen bilirkişi raporu da bu noktada takdiri mahkemeye bırakmıştır.
Anayasanın 141. maddesi ile 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesine uygun gerekçeli kararın mevcut olmaması bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebebine göre de sair temyizlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.