Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/16196 E. 2014/23784 K. 15.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16196
KARAR NO : 2014/23784
KARAR TARİHİ : 15.09.2014

MAHKEMESİ : Bozüyük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/01/2013
NUMARASI : 2012/2-2013/11

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle feshedildiğini, ancak davacının açmış olduğu işe iade davasında feshin geçersizliğine ve işe iadesine hükmedildiğini, Yargıtay’ca onanan kararın kesinleştiğini, 18.11.2011 tarihinde işe iade başvurusunda bulunulduğunu, başvuruya cevap verilmediğini ve işe başlatılmadığını, işçilik alacaklarının da ödenmediğini beyanla fark kıdem ve ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı, yıllık ücretli izin, performans prim ücreti ve ikramiye alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, işe iade davasının süresinden önce açıldığını, müvekkilinin 05.01.2012 tarihinde Bozüyük Noterliğinden gönderdiği ihtarname ile davacıyı işe başlatmayacağını bildirdiğini, 51.759,12 TL nin ödenmesinin kabul edildiğini, bunun dışındaki alacaklara itiraz ettiğini, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ederek emekliliğini talep ettiğinden ihbar tazminatı talep hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti, işe başlatmama tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının kabulüne, performans prim ücreti ve ikramiye alacaklarının reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret, taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşe başlatmama tazminatının fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemiş olması halinde dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faize hükmedilir.
Boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar için ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Boşta geçen en çok dört aya kadar süre içinde ücret zammı ya da yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girdiğinde, her iki dönem için ayrı ayrı hesaplamaya gidilmelidir.
İşe başlama isteğini içeren başvuruda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların açıkça talep edilmemiş olması halinde ise, dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmelidir.
İşçinin işe başlatılmaması fesih niteliğinde olmakla, işverence gerçekleşen bu feshe bağlı olarak ihbar tazminatı ile süre yönünden şartları mevcutsa kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti ödenmelidir. Hesaplamalar işe başlatmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihindeki ücret ve kıdem tazminatı tavanı gözetilerek yapılmalıdır. İşçiye geçersiz sayılan fesih sırasında kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti ödenmişse, dört aylık boşta geçen süre ilavesiyle ve son ücrete göre yeniden hesaplama yapılmalı ve daha önce ödenenler mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.
Somut olayda davacının işe başlatmama tazminatına esas alınan ücretinin belirlenmesi sırasında davalıdan feshin kesinleştiği tarihte davacının emsali olan işçilerin ücretlerinin bildirilmesinin istendiği, davalının bildirdiği emsal işçi ücretlerinin davacının işten ayrılma tarihindeki ücretinden daha az olduğu görüldüğünden işçinin son ücretinin TEFE ve TÜFE endeksleri ortalamasına göre belirlenen oranda arttığı kabul edilerek hesaplandığı, davalının bu hesaplama üzerine işyerinde 2010 ve 2011 yıllarında bütün işçilere uygulanacak olan ücret artış oranlarını gösterir belgeyi dosyaya ibraz ettiği halde mahkemece söz konusu belgeye itibar edilmemiştir.
Davacının ücretinin davalı tarafından bildirilen şirket içi ücret artış oranlarına göre belirlenmesi gerekirken TEFE ve TÜFE endeksleri ortalamasına göre belirlenmesi hatalı olmuştur.
3-Davacı dava konusu boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların fesih tarihinden itibaren faizi ile tahsilini talep etmiş, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davayı ıslah ederek, ıslah edilen kısım için de fesih tarihinden itibaren faiz talebinde bulunmuştur. Davacının işe başlama başvurusunda bulunduğu 18.11.2011 günlü ihtarnamede açıkça boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesini isteyerek işvereni usulüne uygun olarak temerrüde düşürmediği halde söz konusu alacak için dava ve ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken fesih ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalıdır.
4-Davacının boşta geçen süreye ilişkin ücret alacağı 15.11.2012 tarihli hesap bilirkişisi raporunda seçenekli olarak hesaplanmış, birinci seçenekte davacının işten ayrıldığı tarihte almış olduğu ücret, ikinci seçenekte ise feshin kesinleştiği tarihte alacağı hesaplanan TEFE ve TÜFE endekslerine göre arttırılmış ücret esas alınmıştır.Geçersiz sayılan fesih tarihinden sonra boşta geçen en çok dört aylık sürede işçinin çalışması devam ediyormuş gibi ücret ve diğer haklar belirlenmelidir. Davacının feshin kesinleştiği tarihte alabileceği ücret üzerinden yapılan hesaplamaya itibarla boşta geçen süre ücretinin hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.