Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/16060 E. 2014/24192 K. 17.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16060
KARAR NO : 2014/24192
KARAR TARİHİ : 17.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2011/462-2013/214

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının 01.12.1986 – 30.04.2006 tarihleri arasında davalı şirkete ait Libya ve Rusya’daki inşaat şantiyelerinde 1.800,00 Dolar ücretle kule vinç operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunarak, davanın husumet ve esastan reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, rapordaki birinci seçenekteki hesap miktarı esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücret göz önünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı Kanun’un 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma şartlarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Kanun’un 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davalıya ait işyerinde 25.12.1986 – 30.04.1987 arası dört ay beş gün, 06.10.1988 – 20.02.1989 arası dört ay ondört gün, 12.12.1989 – 12.12.1990 arası bir yıl, 02.07.1991 – 14.8.1991 arası bir ay oniki gün, 13.12.1991 – 17.05.1992 arası beş ay dört gün, 17.04.1993 – 05.11.1993 arası dört ay onsekiz gün, 06.04.2002 – 29.10.2002 arası altı ay yirmiüç gün, 14.03.2004 – 07.04.2006 arası iki yıl yirmiüç gün olmak üzere toplam beş yıl dört ay dokuz gün vinç operatörü olarak çalıştığı, davacının 1.800,00 Dolar net ücret alındığını ve üç öğün yemek ve yatmak için koğuştan yararlanıldığı, davalının ise 2,72 Dolar saat ücreti aldığını ileri sürdükleri, davacı şahitlerinin davacıyı doğruladıkları, işyeri kayıtlarının davalıyı doğruladığı, Mahkemece davacının, davalı beyanı ve bordro ücreti olan 2,72 Dolar saat, 652,80 Dolar aylık ücret ile çalıştığının kabul edildiği anlaşılmış olup, tarafların ücret konusunda anlaşamadıkları dikkate alınarak, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili meslek kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak belirlenecek bu ücretle çalıştığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.