Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2013/16057 E. 2014/23464 K. 10.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16057
KARAR NO : 2014/23464
KARAR TARİHİ : 10.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2013
NUMARASI : 2011/158-2013/154

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 14.07.2000-30.11.2008 tarihleri arasında davalıya ait gemilerde elektrik zabiti olarak çalıştığını, 30.11.2008 tarihinde iş kazası geçirdiğini, iş kazası sonrasında yerine yeni eleman alındığını ve iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücretli izin, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirkete ait gemilerde elektrik teknisyeni sıfatıyla belirli aralıklarla çalıştığını, iş sözleşmesinin kıdeme hak kazanacak şekilde sona ermediğini, davacının iş sözleşmesinin imzalanan hizmet sözleşmelerinin süresinin bitiminde kendiliğinden sona erdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmaksızın davalı işverence feshedildiği, diğer taleplerine ilişkin alacakları da bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin iş sözleşmesinin kim tarafından ne şekilde sona erdirildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Öncelikle taraflar arasında çok sayıda sözleşme yapıldığı ve bu sözleşmelerden sonuncusu dışındakilerin süreli yapılmadığı görülmektedir. Diğer taraftan davacının elektrik zabiti olduğu ve gemi adamı olarak 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında yer aldığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığından Kanun’un 7. maddesine göre son sözleşmeye kadarki iş sözleşmelerinin bütün halinde belirsiz süreli olduğu kabul edilmeli ve en son sözleşmenin de altı aylık bir süre için belirli süreli yapıldığı benimsenmelidir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının 18.02.2008 tarihinde işyerinden ayrılarak emeklilik için başvurduğu ve sonrasında altı aylık belirli süreli iş sözleşmesini yaptığı ve iş kazası geçirmesi sonrasında sözleşmenin süresinden önce işverence yapılan fesihle sona erdiği görülmektedir. Mahkemece çalışma kesintisiz kabul edilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatları hüküm altına alınmış ise de, yukarıda açıklandığı gibi nitelikleri farklı iki ayrı iş sözleşmeye dayalı olarak davacının kesintili çalıştığı ve önceki belirsiz süreli iş sözleşmesinin emeklilik sebebiyle, sonraki belirli süreli iş sözleşmesinin ise işveren feshi sebebiyle sona erdiği anlaşıldığından ihbar tazminatının reddi, kıdem tazminatının ise davacının iki farklı sözleşmeye göre çalıştığı gözönünde bulundurularak 854 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre hüküm altına alınması ve bu yapılırken de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesindeki bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizinin uygulanmaması gereklidir. Hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve fazla çalışma ücretleri alacakları olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Öncelikle fazla çalışma ücreti sözleşmede kararlaştırılan 2.800,00 TL net ücretin içinde kararlaştırılmıştır. Dosya kapsamına göre davacının altı gün 08:00-17:00 arası çalıştığı ve 20:00-24:00 arası ise vardiya nöbeti tuttuğu anlaşılmaktadır. 854 sayılı Kanun’a göre fazla çalışma, günde 8 saati ya da haftalık 48 saati aşan çalışmalardır. Bununla birlikte 4857 sayılı İş Kanunu’nda olduğu gibi fazla çalışma için yıllık bir üst sınır öngörülmemiştir. Bu noktada kanun boşluğu mevcut olup, bu boşluğun gemi adamının günlük ve haftalık en fazla çalışabileceği süreye kadar fazla çalışma yapılabileceği kabul edilerek doldurulması gereklidir. Söz konusu boşluğun doldurulmasında da 180 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi ile 99/63 sayılı Avrupa Birliği Yönergesi ışık tutacak niteliktedir. Söz konusu uluslararası hukuki metinlere göre de gemi adamlarının yaptığı fazla çalışmanın haftalık yetmişiki saatin üzerinin ya da günlük ondört saatin üstünün iş sözleşmesiyle kararlaştırılan ücretin içinde olmadığı, bu sınırları aşmayan fazla çalışmanın ise içinde olduğu kabul edilmelidir. Mahkemece yeri olmayan yıllık ikiyüzyetmiş saat sınırının uygulanarak bu miktarı aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti hesaplanması isabetli değildir.
4-Davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve bunun hesaplanma şekli taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacının yıllık izinlerini kullandığı davalı işverence ispat edilememiştir. Dolayısıyla davacının yıllık izin ücretine hak kazandığı konusunda şüphe bulunmamalıdır. Ancak davacının son yaptığı iş sözleşmesinin 9. maddesinde altı ayını dolduran zabitana onbeş günlük izin ücreti ile onbeş günlük ikramiyenin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bunun ödenmediği iddia edilmediği gibi iş müfettişi raporunda da altı aylık çalışması karşılığı bir aylık ücretin ödendiği belirtilmiştir. Buradan hareketle davacıya onbeş günlük yıllık izin ücretinin ödendiği anlaşılmaktadır. Bu hususun gözardı edilerek yıllık izin ücretinin hesaplanması yerinde değildir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.